Deaş’ın, küçük militanlarını, kendilerinin yakın geleceğin kahramanları olacaklarına inandırıyor ve Allah’ın, zaferi onların eliyle bahşedeceği telkinlerinde bulunarak kandırdıklarını belirten Eğilmez, “Bu nedenle halifenin topraklarının her zerresi için ölmeye hazır olmaları yönünde beyinlerini yıkıyor. Deaş’ın elindeki 12 yaşındaki Abdulhalik, sosyal medyada yayınlanan video kaydında kendisini şu şekilde ifade ediyor; “Allah’ın lütfuyla halifenin topraklarında yaşıyorum. Buraya kabul edilerek cahillikten, onursuzluktan ve yalandan kurtulmakla onurlandırıldık.”
13 yaşındaki Endonezyalı başka bir çocuk militan ise “ Halifenin yolunda ölürsem cennete gideceğim, orada beni sonsuz nimetler bekliyor. O günün gelmesi için hergün dua ediyorum.”
Fransa’dan gelen ve 14 yaşında olduğunu ifade edeb başak bir çocuk ise büyük bir heyecanla, “Tüm dünyayı halifenin yardımıyla kafirlerden temzileyeceklerini ve bu yolda seve seve hayatını feda edeceğini” söylüyor.
12 yaşındaki Suriyeli Arap kökenli Abdullah Şemer içinde bulunduğu dünyasını şu şekilde ifade edyor; “ Asıl mücadelemiz müslüman görünümlü iblislerle. Onların biri toprağa düştüğünde halife yükseliyor. Biz güçleniyoruz.”
Suriye ve Irak bölgelerinde Türkmen, Arap ve Yezidi ailelerden kaçırılan çocuk militanların sayıları binlerle ifade ediliyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Irak ve Suriye misyonlarının raporlarında sık sık zikredilen bu durum geleceğe yönelikte büyük endişelere yol açıyor.” diye konuştu.
“Pkk/Pyd Tarafından Kaçırılıp Deaş’a Satılıyorlar”
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, raporların birinde, yaşları 9 ile 15 arasında olan çocuklardan oluşturulmuş bir birlikte bulunan militanların sayısının 1000’in üzerinde olduğu ifade edilmekte olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
“Çatışma bölgelerinde insan, organ ve uyuşturucu üzerinde uzun süredir devam eden Deaş ve Pkk/Pyd işbirliği, çocuk kaçırma işinde de sıkı bir şekilde devam ediyor. Pkk’lı teröristler özellikle Arap, Türkmen ve Yezidi ailerden çocuklarını kaçırıp, Deaş terör örgütüne sattığı bölgedeki İnsan Hakları Örgütü Temsilcilerinin raporlarında defalarca yer bulmuştur. Deaş’ın çocuk militan kaynaklarının başında Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Ürdün ve Endonezya gibi Müslüman ülkeler geliyor. Bunun yanında Deaş’ın Avrupalı teröristleri tarafından Avrupadan da çocuklar çatışma bölgesine getiriliyor. Bilindiği üzere Deaş bünyesinde 10 larca ülkeden 30 binden fazla militan barınıyor.
Terör Örgütü Çocukları Canlı Bomba Olarak Kullanıyor
Deaş bu çocukları çatışmalara sokmanın yanında canlı bomba olarak da kullanıyor. Bu çocukları günlerce ilaçlayıp çeşitli telkinlerde bulunarak korkunç emellerine alet edebilecek seviyeye getirdikten sonra hedefe gönderiyorlar. Hedefte kendilerini patlatan çocuklar, kendileriyle beraber onlarca masum kişiyi de katlediyorlar.
Ne üzücüdür ki bu yılın Ağustos ayında, Gaziantep’te bir kına gecesinde gerçekleştirilen canlı bomba eyleminde de 51 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. “
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, evlerine dönen çocukların ilerisi için tehdit oluşturduğunu ifade ederek, “Yaşanan haliyle oldukça korkunç olan bu durumun daha korkunç bir şekilde geleleceğe taşınma olasılığı çok yüksek. Çeşitli yöntemlerle beyinleri yıkanmış 15 yaş altı bu çocuklardan, Deaş’ın yenildiği bölgelerden sağ ele geçirilenler kendi ülkelerine, ailelerine gönderiliyorlar. Aylarca Deaş baskısı altında, ağır bir psikolojik baskıyla yaşamış olan bu çocuklara profesyonel bir yardım yapılmaz ise kendilerini büyük bir tehlike olarak geleceğe taşıyacak ve küçük bir telkinle büyük felaketlere yol açabileceklerdir.” dedi.