Anma programına Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, akademisyenler, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
11-12 Mart 1918 yılında Yanıkdere mevkine getirilen 3 bin sivil vatandaşın Ermeniler tarafından hunharca katledilmesinin 101. yılında Yanıkdere Şehitliğinde anma programı düzenleyen Atatürk Üniversitesi, aynı zamanda Fransa’nın 24 Nisan Kararına Tepki için basın bildirisi yayınladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden anma programda, Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Erzurum’un çeşitli noktalarında yaşanan Ermeni katliamlarını anlattı.
Ermenileri çetelerinin, demir yolu yapımında çalıştırmak bahanesiyle Yanıkdere mevkine getirdiği 3 bin sivil Türk ahalisinin canice katledildiğini belirten Kürkçüoğlu, Ermenilerin sadece Erzurum’un merkez noktasında 9 bin 553 sivil vatandaşı kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden şehit ettiğini anlattı.
Erol Kürkçüoğlu’nun konuşmasının ardından, Fransa'nın 24 Nisan Kararına Tepki olarak hazırlanan basın bildirisini Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı okudu.
“Tarih, belgelere dayanan bir bilim dalıdır. Belgelere dayanmayan tarihi olaylar hakkında hiçbir açıklama yapılamaz, yorum getirilemez, hiçbir parlamento kanunla, komisyon kararıyla tarih yazamaz, yasa çıkaramaz. Bu yüzden de tarihi hadiseleri yazmak siyasilerin değil, tarihçilerin sorunu olmalıdır.” diyen Rektör Çomaklı, Fransa'nın “Fransa Devleti 1915 Ermeni soykırımını alenen tanır” şeklindeki kanun teklifini kabul etmesinin ilmen anlaşılır bir şey olmadığını söyledi.
Rektör Çomaklı: Bu Durum Önce Yangını Alevlendirip, Sonrada İtfaiyecilik Oynamak Suretiyle Yapılan Siyasi Ayak Oyunlarından Başka Bir Şey Değildir
Emmanuel Macron’un, Ermeni propagandasıyla soykırım iddiasını tarihi bir zemine dayandırmasının mümkün olmadığını belirten Çomaklı, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu durum önce yangını alevlendirip, sonrada “İtfaiyecilik” oynamak suretiyle yapılan siyasi ayak oyunlarından başka bir şey değildir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ve soykırım iddialarına siyasi bir gözlükle bakmayıp kendi tarihini araştırma zahmetine katlansa, çok büyük bir hata yaptığını anlayacaktır.
Macron’un Fransa’sı, tarihte sicili bozuk devletlerin başında gelmektedir. Öyle ki tarih sayfaları karıştırıldığında; 1798-1804 tarihleri arasında Napolyon’un binlerce Müslümanı Nil Nehrine dökmek suretiyle katlettiği görülecektir. 1919-1920 yıllarında Maraş, Urfa, Antep ve Adana bölgelerini işgal eden Fransa ordusunda yer alan binlerce Ermeni Lejyonerinin bölgedeki Müslüman Türklere yönelik katliamlarını Fransız-Ermeni ortaklığıyla gerçekleştirdiği anlaşılacaktır. 1954-1962 yılları arasında Fransızların, sadece kendilerine ait topraklarda bağımsızlık isteyen yaklaşık 2 milyon Cezayirli Müslümanı bütün dünyanın gözleri önünde katlettikleri görülecektir.
Ayrıca Fildişi sahillerinde sivil halka yönelik katliamları ve yine kendi topraklarında yaşayan, önemli bir kısmı Fransız vatandaşı olan Kuzey Afrikalılara yönelik tutumu 21. yüzyılın en büyük trajedilerinden birisi olarak tarihte yerini almıştır.
“Tarihte Kin ve Nefrete Dayalı Politikalar Her Zaman İflasa Mahkûmdur”
Sayın Macron; Türk Milleti olarak dün olduğu gibi bugün de, dünyada oluşturulan terörün, soykırımın her türünü nefretle lanetliyoruz. Atatürk Üniversitesi olarak bizim en büyük idealimiz 21. yüzyılda eski kin ve öfkeden arınmış, tek düşüncesi barış, mutluluk ve insani değerlere bağlı, ırkçılığa ve teröre ortak tepki gösteren bir dünyadır. Bu bağlamda dileğimiz Kafkasya’ya barışın gelmesidir, Türkiye ile Ermenistan arasında kalıcı bir barışın yerleşmesine yapacağınız katkılardır. Şunu unutmamak gerekir ki tarihte kin ve nefrete dayalı politikalar her zaman iflasa mahkûmdur.
İnsan hakları savunuculuğuna soyunan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ve Fransız Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımı iddiasındaki tavrını tutarsızlık ve sorumsuzluk olarak niteliyor, 24 Nisan 1915 tarihinin Ermeni Soykırımını anma günü ilan edilmesi gibi bir safsatanın; düşmanlıkları körükleyecek, fanatik Ermeni milliyetçilerini cesaretlendirecek, dünya ve bölge barışını olumsuz etkileyecek bir girişim olarak görüyor ve bu kararı Atatürk Üniversitesi olarak kınadığımızı tüm dünya kamuoyuna ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kınama bildirisinin okunmasının ardından Rektör Çomaklı, Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi tarafından, Yanıkdere Şehitliğinde hazırlanan ve Ermeni katliamlarını fotoğraflı bir şekilde anlatan sergiyi ziyaret etti.
Anma programı, şehitlik anıtına karanfil bırakılması ve şehitlerin aziz ruhlarına dua edilmesiyle son buldu.