Bir diğeri ise Uzaktan Eğitim programlarında eğitim-öğretim işlemleri için kullanılacak web ortamını sağlamak, Uzaktan Eğitim için eğitsel materyaller hazırlamak, uzmanlarla işbirliği içerisinde belirlenen standartlara göre ders içerikleri geliştirmek ve öğrencilere gerekli destekleri sunmaktır. AyrıcaUzaktan Eğitim öğrencilerinin değerlendirilmesinde sınavları yürütmek, değerlendirmek, internet üzerinden hizmet verilen öğrenci ya da aday öğrencilere yönelik halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetleri yapmak ve Uzaktan Eğitimle ilgili Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarını yürütmek gibi bir takım faaliyet alanları bulunmaktadır.
“Bu Proje Dünyada İlk Bilim Müze Doğa Tarih ve Eğitim Parkı Olacaktır”
ERKHABER: Atatürk;“Muhasır medeniyetlere ulaşmamız ve belki de onları geride bırakmamız için bilime ihtiyacımız var” sözünü söylemişti. ‘Atatürk’ ismini taşıyan bir üniversite olarak bilimi ve sosyal hayatı geliştirecek atılımlarınız var mı?
ÖMER ÇOMAKLI: Evet. Tabi ki bizimde üniversite olarak ortak aklın şekillendirdiği “Kar Tanesi Müzesi ve Eğitim Merkezi, AstronomiMüzesi ve Eğitim Merkezi, SayılarMüzesi ve Eğitim Merkezi, Böbrek ve Kalp Müzesi ve Eğitim Merkezi, Afet Müzesi ve Eğitim Merkezi, Müze Parkları ve Tarih Duvarı Müzesi Eğitim Merkezi’’ gibi projelerimiz var. Bu projeleri tek bir çatı altında toplayarak Erzurum’un ve bölgemizin bilimsel, kültürel, sosyal, tarihsel ve ekonomik potansiyelini işleyerek Faydaya Dönüştürmeyi Amaçlıyoruz.
ERKHABER: Peki, bu projenin Erzurum şehri için kazançları ne olacak?
ÖMER ÇOMAKLI: Bu proje, Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin, bilimde, eğitimde, sanayide, teknolojide, kültürde, sanatta ve sporda dünya sıralamasında üst seviyelerde yerini almasını ve Erzurum’un da bilim, sanat, kültür, eğitim, tarih ve spor alanlarında bir cazibe merkezi olmasını hedeflemektedir.
Yaklaşık 7 yıldır farklı iş kollarından her yaştan yerli ve yabancı 3 bin 300’den fazla engeli olan ve olmayan kişiler ile birebir yüz yüze görüşülerek fikirleri, görüşleri ve önerileri alınarak parkın fikir alt yapısı oluşturulmuştur.
Bu projelerle asıl hedefimiz ise Erzurum’u Tarih, Bilim, Kültür, Spor, Müze ve Kongre kenti haline getirmek, elimizdeki değerleri anlama, anlam kazandırma ve farkındalık oluşturularak Erzurum’un markalaşması yoluyla Türkiye’ye bir cazibe merkezi daha kazandırılması hedeflenmiştir.
“DAG, Dünya’nın Uzaya Açılan 3. Önemli Kapısı Olacaktır.”
ERKHABER: Doğu Anadolu Gözlemevi (DAG)Projesi adı altında çalışmalarınız var. nedir bu gözlemevi? Bize bu çalışmanın özellikleri ve hedefi hakkında neler söylersiniz?
ÖMER ÇOMAKLI: Gözlemevi yerleşkesi olarak planlanan 1500 dönüm olan Karakaya Tepelerinin Atatürk Üniversitesi’ne tahsis işlemleri başlatıldı. Yerleşkenin altyapısal özellikleri (yol, elektrik, su, iletişim, teleferik gibi) tamamlandı. Karakaya Tepelerinin hem Erzurum şehir merkezine, hem de Erzurum Havalimanı’na uzaklığı 20 km olup, Atatürk Üniversitesi yerleşkesine uzaklığı ise 10 km’dir. Zirveye kadar olan yolun son birkaç kilometresi çift şeritli stabilize dağ yolu (kış aylarında kayak sporu için kullanılabilmektedir) şeklindeyken, geri kalan yolun tamamı asfalttır. Zirvede elektrik, telefon ve su kaynakları bulunmaktadır. Karakaya Tepelerinin 2 ayrı zirvesinde ve tepelerin eteğinde bulunan Konaklı Kayak Tesisleri’nden 4’er kişilik teleferik hattı da çekilmiş ve çalışmaktadır. Erzurum şehrini doğrudan görmediği ve şehir ile arasında yükseklikleri 2500 m olan tepeler olduğu için ışık kirliliğinden uzak ve şehrin gelişme yönüne de ters yönde bir konumdadır. Karakaya Tepeleri ve çevresinin özellikle düşük nem oranı ve rüzgâr hızı, rüzgâr yönündeki kararlılığı ve açık gün/gece sayısı da dikkate alındığında, bölgenin astronomik önemini ve cazibesi daha da artmaktadır. Yerleşke olarak seçilen bu tepeler, coğrafik-topoğrafik özelliklerinden dolayı büyük çaplı birkaç teleskop barındırabilecek potansiyele sahiptir.
Projenin hedefine gelirsek şunları söyleyebiliriz; Dünya’nın uzaya açılan önemli bilimsel araştırma merkezlerinden birinin kurulması ve bilimsel alanda uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi, Türkiye’nin uzay bilimleri ve teknolojileri konusunda ihtiyacı olan insan gücünün yetiştirilmesi ve bilim tarihinde yer alan önemli bilim ve düşünce adamlarıyla bütünleşmesini sağlayacak örnek bir araştırma merkezinin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin uluslararası bilimsel yayın sayısının artırılması ve daha saygın bir yere getirilmesi, tamamı ülkemizin bilim adamlarına ait ilk ve en büyük ölçekli teleskopa sahip olunması, bölgenin tarih, kültür, turizm ve sportif alanlarda dünyaya daha fazla tanıtılması, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bilgi ve teknolojiye dayalı alternatif sektörlerin geliştirilmesi yoluyla bölge ekonomisine katkı sağlanması, bölge gençlerinin eğitim düzeyinin artırılması ve toplumun bütün katmanlarının özellikle de gençlerin bilim ve teknolojiye yönelmesinin sağlanması, gözlemevine gelecek dünyaca ünlü yabancı bilim adamları sayesinde Türkiye’nin uluslararası bilim camiasında görünürlüğünün ve saygınlığının daha da artırılması, Erzurum’un kültürel ve tarihi kongreler dışında bilimsel bir kongre merkezi haline getirilmesi, birçok bilim dalının kaynağı durumunda olan astronomi biliminin toplumun her kesiminin ilgisine ve istifadesine sunulması, Palandöken Dağı ve Karakaya Tepelerinin kış turizmine katkısının artırılması, olarak sıralanabilir.
Ayrıca, Dünya üzerinde konumsal olarak Erzurum, Türkiye, hatta Orta Doğu ve civarında bu ölçekte büyük gözlemevleri bulunmaması, Dünya’daki mevcut gözlemevlerinin bir kısmının ışık ve hava kirliliği tehdidine maruz kalmaları nedeniyle, proje kapsamında kurulacak büyük ve modern bir gözlemevinin, uluslararası bilim insanları arasında ilgi odağı olacağı çok açıktır. Atatürk Üniversitesi öncülüğünde ve diğer bölge üniversiteleri ortaklığında, Erzurum Valiliği’nin desteğiyle yürütülecek “Doğu Anadolu Gözlemevi (DAG)” projesi ile uluslararası boyutta büyük yankı uyandırılacak ve DAG, Dünya’nın uzaya açılan 3. önemli kapısı olacaktır.
“Girişimciliğin ve Yenilikçiliğin Doğu’da Odak Noktası Durumunda Bulunan ATA TEKNOKENT, Erzurum’un Teknolojik Atılımı Konusunda Lider Kuruluşu Olacaktır”
ERKHABER: Girişimcilik ve yenilikçilik açısından Erzurum’da TEKNOKENT’inönemi nedir?
ÖMER ÇOMAKLI: Erzurum’da üniversite ve sanayi tarafından yürütülmekte olan araştırma-geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarının üssü konumunda bulunan ATA TEKNOKENT, Erzurum’da ve içerisinde yer aldığı bölgede Ar-Ge ve İnovasyon kültürünün yerleşmesi açısından çok önemli bir rol üstlenmiştir. ATA TEKNOKENT bünyesinde yer alan birçok Ar-Ge ve yazılım firması, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücüne sahip yeni teknolojileri üretmek amacıyla çalışmalar yürütmektedir. ATA TEKNOKENT, bünyesinde 2012 yılında faaliyete geçen ve Üniversite ile Sanayi arasında teknokentten sonra ikinci ve sağlam bir köprü pozisyonuna sahip olan ATA Teknoloji Transfer Ofisi (ATA TTO) ile daha da güçlenmiştir.
Teknoloji üretme potansiyeli yüksek yeni firmaların oluşmasına, mevcutların gelişmesine katkı sağlayacak şekilde bir vizyonla kurulmuş bulunan ATA TEKNOKENT bünyesinde yer alan firmalar değerlerine değer katmıştır. “Girişimciliğin ve Yenilikçiliğin Doğu’da Odak Noktası” durumunda bulunan ATA TEKNOKENT, Erzurum’un teknolojik atılımı konusunda lider kuruluşu olacaktır.
“Teknoloji Transfer Ofisleri Üniversite ve Araştırma Merkezleri İle Özel Sektör Arasında Bir Köprü İşlevi Görmekte, Araştırmacılar ile Girişimciler, Yatırımcılar ve Sanayiciler Arasında İhtiyaç Duyulan Bağlantıyı Sağlanmaktadır”
ERKHABER: Teknoloji Transfer Ofisi hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
ÖMER ÇOMAKLI: Teknoloji Transfer Ofisleri, akademik araştırma sonuçlarının verimli ve hızlı bir biçimde ticarileştirilmesine ilişkin faaliyetlerin yürütüldüğü organizasyonlardır. Diğer bir ifadeyle TTO, üniversite ve araştırma merkezleri ile özel sektör arasında bir köprü işlevi görmekte, araştırmacılar ile girişimciler, yatırımcılar ve sanayiciler arasında ihtiyaç duyulan bağlantıyı sağlanmaktadır.
ERKHABER: Neden Teknoloji Transfer Ofisi?
ÖMER ÇOMAKLI: Akademik Teknoloji Transfer ofisleri aracılığı ile üniversitelerden endüstriye lisanslanmış ürünler hem ekonomiye hem de ulusal işgücüne olumlu katkılar sağlıyor. Daha da önemlisi üniversitelerdeki bilgi birikimi ve altyapı imkânları olmasaydı, bugün kanser tedavilerinden hızlı modemlere,çevreye duyarlı metal işlemeden uzun ömürlü kokteyl domateslerine kadar birçok ürün, binlerce alanda hem üreticilerin hem de tüketicilerin hizmetine sunulmuş durumda olmazdı. Fakat çoğu zaman akademik bilginin sanayi ile buluşması kendiliğinden gerçekleşemiyor. Bunun sebepleri tüm dünyada benzer şekilde ifade ediliyor. Akademisyenlerin önceliklerinin farklı olması, performans kriterleri kanalı ile daha çok bilimsel yayına verilen önem, patent başvurularının ikinci plana itilmesi, girişimci bir bakış açısının ve finansal beklentilerin olmaması, sanayinin, ihtiyacı olan AR-GE’yi nerede bulabileceğini bilememesi, bu yüzden buluşların ürüne dönüşmesindeki son aşamanın uzun sürmesi ve patent sürecinin uzun soluklu ve masraflı bir süreç olması nedeniyle cesaret kırıcı olması, Teknoloji Transfer Ofisini gerekli kılmaktadır.
ERKHABER: Sayın Çomaklı bu ofisin amaçları nelerdir?
ÖMER ÇOMAKLI:
*Akademisyenlerin bilimsel çalışmalarının, ihtiyaç duyulan sektörlerin hizmetine sunulması
*Akademik bilginin, sadece ‘bilimsel yayın’ ile kısıtlı kalmaması ve ‘ticari değer’ kazanması
*Ortaya çıkan ticari değerin endüstriye sunulması ile ortaya çıkan ‘ticari kazanç’ ile üniversiteye araştırmaların devamı için kaynak sağlanması
*Akademisyenlerin ortaya çıkardıkları ürün sayesinde hak ettikleri finansal tatmine ulaşmaları gibi çeşitli amaçları bulunmaktadır.
ERKHABER: Peki,bu ofisin ne gibi avantajları var?
ÖMER ÇOMAKLI:
*Ofisimizin,araştırmacıların karşılaştığı riskleri azaltan stratejiler oluşturmak,
*Sanayicilerin ve yatırımcıların araştırmacılar ile buluşmasını ve sanayiye bilgi aktarımını sağlamak,
*Nitelikli elemanlarla şirketler arasında ilişki kurulmasını sağlanmak,
*AR-GE ve inovasyon yapan girişimciler ile bunların bağlı oldukları üniversitelerin tanıtımını yapmak,
*Girişimci projelerinin incelenmesi, değerlendirilmesi, pazarlanması süreçlerinin oluşmasını sağlamak,
*Girişimcilik, inovasyon, AR-GE ve Fikri Mülkiyet Hakları konularında eğitim vermek,
*Girişimcilere gerek yurtiçi gerekse yurtdışında geçerli patent belgelerinin temini konusunda destek sağlamak gibi avantajları bulunmaktadır.
“Üniversitemizde Değişimden Ziyade ‘Dönüşüm’ Başlatacağız. Köklü Üniversitemiz Tüm Akademik Kadrosuyla Birlikte 3. Nesil Bir Üniversiteye Dönüşecek.”
ERKHABER: Hocam sürekli 3. Nesil Üniversiteden bahsediyorsunuz. nedir bu 3. Nesil Üniversite?
ÖMER ÇOMAKLI: Uluslararası düzeyde bilim ve teknoloji üretmek, eğitim-öğretim ve araştırma kalitesi ile Türkiye ve dünyada tanınmak olarak adlandırabiliriz. Şehrimiz ve bölgemiz başta olmak üzere ülkemizin sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar yapmak, kültürel ve insanı değerlere saygılı bir üniversite oluşturmak, üniversite-sanayi ve üniversite-toplum işbirliğini sağlamada öncü olmak, 3. nesil bir üniversite olmanın gerekliliklerinden biridir.
Ülkemizin 2023 vizyonuna sahip olan, bilimselliğe önem veren, kalitenin esas alındığı, üniversite kaynaklarını etkin ve verimli kullanan öğrencilerin sorun ve taleplerini çözmeyi hedefleyen bir üniversite oluşturmak için gerekli dönüşümü gerçekleştiren öğretim elamanlarını ve diğer çalışanların yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bir yönetim olarak 3 nesil üniversite olma yolunda önemli adımlar atacağız.
Üniversitenin eğitim politikalarının belirlenmesinde, akredite olmuş bölüm sayılarını artırmak ve bölüm odaklı reform paketleri oluşturmak amacıyla, ilgiyi ürüne dönüştüren, projeleri hayata geçiren, bilim üreten ve bilim adamı yetiştiren bir üniversite için, akademisyenlere ulusal ve uluslararası AR-GE fon kaynaklarını kullanarak proje geliştirme, yürütme ve yönetme gibi her aşamada destek sağlayacağız.
Kısacası üniversitemizde değişimden ziyade ‘dönüşüm’ başlatacağız. Köklü üniversitemiz, tüm akademik kadrosuyla birlikte 3. nesil bir üniversiteye dönüşecek.
ERKHABER: Sayın Hocam, “Üniversiteler Kuran Üniversite” sloganınız var. Bu sloganın çıkış noktası neye dayanıyor?
ÖMER ÇOMAKLI: Bu yıl 60.yılını kutlayacağımız üniversitemiz, Türkiye’deki birçok üniversitenin kuruluşunun alt yapısını oluşturmuştur. 1957’den bu yana üniversitemiz, yaklaşık 300 bine yakın mezun vermiştir. Bu mezunlarımız, Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak yeni üniversitelerin kuruluşunda ve yönetiminde etkin rol almış ve öğretim üyeliği görevi de üstlenmişlerdir. Ayrıca Atatürk Üniversitesi, hazırladığı birçok projeyle de yeni kurulan üniversitelere destek sağlamıştır. Bu yüzden biz Atatürk Üniversitesi’ne “Üniversiteler Kuran Üniversite” diyoruz.
“Dersin Dışında Kendilerini İfade Edebilmeleri Açısından Sanatsal Kültürel ve Spor Faaliyetlerini İçinde Barındıran Öğrenci Merkezli Eğlenceli Bir Kampüs Hayatı Sizleri Bekliyor”
ERKHABER: Günümüzde öğrenciler, üniversite tercihini yaparken beraberinde bir takım kriterleri de göz önünde bulunduruyor. Sizce öğrenciler Atatürk Üniversitesi’ni neden tercih etmeliler?
ÖMER ÇOMAKLI: Türkiye’nin en büyük üniversite kampüslerinden birine sahip olduğumuz için bütün fakültelerimiz, araştırma merkezlerimiz, enstitülerimiz ve diğer birimlerimiz bir merkezde toplanmış durumda. Şehir merkezine 10 dakika yürüme mesafesindeyiz. Kampüs özellikle bol yeşil alan ve çağdaş kent estetiğini temsil eden peyzajıyla ideal bir yaşam alanı olarak dikkat çekiyor. Gündelik yaşama dair her türlü ihtiyacın karşılanabileceği alışveriş merkezleri, banka şubeleri, kafeler, oyun alanları, sinema salonları ve spor salonlarının da bulunduğu kampüste, yürüyüş alanları ve kampüsün tamamını kapsayan bisiklet yolu da yer almaktadır. Atatürk Üniversitesi’ni ayrıcalıklı kılan önemli özelliklerden biri huzur ve güven ortamına sahip olmasıdır. Türkiye’deki üniversiteler arasında “en huzurlu ve yaşam standartları en iyi” olarak değerlendirilen üniversitemiz, farklı kültür ve farklı dünya görüşüne sahip bireylerin kardeşçe, huzurlu ve barış içerisinde bir arada yaşadıkları bir eğitim kurumudur.Dersin dışında kendilerini ifade edebilmeleri açısından sanatsal kültürel ve spor faaliyetlerini içinde barındıran öğrenci merkezli eğlenceli bir kampüs hayatı sizleri bekliyor