Doğu Karadeniz'de karada yer alan fayların çok büyük deprem üretme potansiyeli olmadığını ifade eden Bayrak, “Doğu Karadeniz Bölgesi'nde karada yer alan fayların çok büyük deprem üretme potansiyeli yoktur ve tarih boyunca büyük bir deprem gözlenmemiştir. Karadeniz'de geçen yüzyılda kıyıya yakın bölgelerde iki önemli büyük deprem (1959 Batum, M=6.2 ve 1968 Bartın, M=6.6) deniz içinde meydana gelmiştir. Bu depremler bindirme (ters) fay özelliği göstermektedir ve Karadeniz sahili boyunca Batum-Romanya arasında uzanan olası bir dalma-batma zonuyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, son yıllarda meydana gelen depremler (06.20.2008 tarihinde Espiye (Giresun) açıklarında (M=4.4), 26.12.2012 ve 21.09.2016 tarihlerinde Gürcistan açıklarında (M=5.5 ve 4.4)) Karadeniz içerisinde yer alan fayların aktif olduğunu ve büyük bir deprem üretme potansiyelinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu yüzden, Karadeniz içerisinde oluşabilecek 5.0-6.0 büyüklüğündeki depremler bile heyelan tehlikesinin yüksek, deniz dolgusunun yoğun ve kentleşmenin çarpık olduğu bölgemizde can ve mal kayıplarına neden olabilecektir. Bu yüzden, bölgemizde yer alan il ve ilçelerin jeofizik yöntemler kullanılarak mikro bölgelendirme çalışmalarının bir an önce yapılması, kentsel dönüşüm kapsamında binaların ve yapıların depreme dayanıklı olarak güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.