Konuşmasında ‘idam’ konusuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim 16 Nisan... Hemen ardından parlamentoda, çünkü bu biliyorsunuz anayasa değişikliği gerektiren bir konu ve bu Meclis'te görüşülüp Meclis'ten idam kararı çıktığı anda, bunu ben onaylarım, bunu onaylarım. Kardeşlerim, 'George ne der, Hans ne der, Katherina ne der?' beni o ilgilendirmez. 'Ahmet ne der, Mehmet ne der, Ayşe, Fatma ne der, Rabbim ne der?' beni o ilgilendirir" diye konuştu.
16 Nisan’ın yönetimde, sistemde bir reform olduğunu rejim değişikliği diye bir şeyin söz konusu olmadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu millete aşığız. Hizmete 'evet' diyenlerin bir şey yapması lazım. Öyle mi? Ha öyleyse bir şey yapalım. Ne yapalım? Dedik ki; madem ki bizim ecdadımız, Fatih gemileri karadan yürüttü, biz de gemileri değil ama araçları denizin altından yürüteceğiz. Yürüttük mü, Marmaray ile de raylı sistemi yerleştirdik mi? İşte 16 Nisan bu demektir. Yani, lafla peynir gemisi yürümüyor. İcraat, icraat, icraat... Bunların dikilitaşı var mı? Türkiye'nin bu başarı hikayesi mazlumlara ilham kaynağı olması, hem içeride hem dışarıda birilerini de çok ciddi şekilde rahatsız ediyor” dedi.
“Ortadoğu'ya, Afrika'ya baktıklarında sadece altını, elması görenler, kaynakları sömürmek için kardeşi kardeşe kırdıranlar ülkemizin duruşunu kendileri için tehdit olarak görüyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllardır Avrupa ülkeleri Türkiye'ye demokrasi ve insan hakları karnesi düzenliyor. Ülkemizin AB üyeliğini olmadık bahanelerle erteliyorlar. Yarım asırdır bizi oyalıyorlar. Demokraside işte 15 Temmuz'da olduğu gibi darbecileri hezimete uğratmış, desten yazmış bir ülke. Özgürlükler konusunda birçok Avrupa ülkesinden fersah fersah ilerdeyiz. Yatırımlar noktasında, Osmangazi Köprüsü, gel İzmit'i dolaş çile mi çile. Ama şimdi hemen Dilovası'nın oradan gir, karşı taraftan 3-4 dakikada Yalova'dan çık, İznik, Bursa. Ne günlere geldik değil mi? Bu yapılanlarda huzur, refah, saadet var mı? Bunlar kim için? Benim milletim için" diye konuştu.
Almanya’da bakanların konuşmasına izin verilmeyişine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alman yönetimine sesleniyorum, demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak, bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir. 5 yıl 10 aya mahkum olan birisine kalkıp madalya takıyorlar. Sizin suçlulara yardım ve yataklıktan yargılanmanız gerekir. Ben Nazizmin Almanya'da bittiğini zannediyordum, meğerse halen devam ediyormuş. Eğer demokrasiye inanıyorsan benim bakanım, hem bakanınla görüşecek, hem salon toplantısı yapacak. Neden rahatsız oluyorsun? Baktık ki Hollanda da aynı şekilde açıklama yapmış, vah zavallı vah. Bunlar kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar. Zannediyorlar ki Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ben istersem gelirim. Ve kapıdan da sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım" ifadelerini kullandı.
“28 Şubat'tan kalma alışkanlıkla manşetler vasıtasıyla bizi hizaya sokmaya çalışanları, onları teşvik edenleri hüsrana uğratacağız. Su uyur, düşman uyumaz. Eski Türkiye'nin vesayet odaklarının boş durmayacağını bir kez daha görüyoruz. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri zamanı oynanan oyunları hatırlıyorsunuz değil mi? Gezi olaylarını hükümeti devirme aracı halinde çevirmeye çalışanların kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? 17-25 Aralık'ta darbe yapmayı çalışanları unutmadınız değil mi? Türkiye'de haftalarca hükümet kurulamadı. 15 Temmuz başladığında ellerini avuşturanları, darbenin başarılı olması için dua edenleri unutmadık. Bütün bunlar ortadayken hiçbir şey olmadan nasıl yolumuza devam edebiliriz? İstikrar ve güven ortamı partilere bağlı olmaktan çıkarmalı, sisteme bağlamalıyız. Cumhurbaşkanlığı sistemi bunu temin edecektir. Milletimizin 50+1'inin göreve gelen bir cumhurbaşkanı yürütmede istikrar, ekonomide güven demektir. Bu sistem yatırımların devam etmesi işsizliğin azalması istihdamın artması demektir. Muhalefetin kafanızı karıştırmasına izin vermeyin. Bunlar babadan evlada sistem kuruyor diyorlar. Hadi oradan ya. Kimi aldatıyorsunuz. Hayır safında kimlerin buluştuğuna baktığınızda zaten niyetler ortaya çıkıyor. Başka bir şey söylemeye gerek yok."