Türkiye’de okullarda verilen eğitimle ilgili en büyük şikayet ezbere dayalı olması. Uzmanlar, öğrenme ve uygulamaya yönelik çalışmaların daha kalıcı olduğuna dikkat çekiyor. Buna karşın okullarda yeni yeni başlayan ‘drama’ dersleriyle, çocukların hayal gücününün çıkarılarak öğrenme becerilerinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Çocukların oyun yoluyla kalıcı öğrenmesi sağlanıyor. Ayrıca bu dersle hayal gücü ve problem çözme yetenekleri gelişiyor, sosyal beceriler kazanıyorlar.
Bilkent Üniversitesi Erzurum Eğitim Biimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Ülkenin önde gelen Drama Öğretmenlerinden Emre Aksakallı drama derslerini ve faydalarını şöyle anlattı;
“21’inci yüzyılın bizlere getirdiği hayat standartları toplumun her alanında yeniden bir örgütlenmeye gitmemizi sağlıyor. Artık evimizde bilgisayarımızın başında alışveriş yapabiliyor, dünyanın öbür ucundaki bir müzeyi gezebiliyor, teknoloji sayesinde uzaydan dünyamızı seyredebiliyoruz. Bundan 100 yıl önce gitmeyi hayal bile edemediğimiz yerlere ulaşabiliyor, ışık hızıyla seyahat ediyoruz. Yeni buluşlar ve keşifler sayesinde giderek hızlanan güncel yaşantımıza karşı eğitim sistemimizin de aynı kalması beklenemez. Öyleyse bu çağın eğitim biçimi ne olmalı?
İnsan Öğesini İçinde Barındırmalı
Bizlere hızlanan ve gün geçtikçe mekanikleşen gündelik araçlardan farklı bir deneyim yaşatacak; bilgisayarların, sosyal medyanın bize sunduğundan daha öğretici olabilecek bu öğrenme biçimi mutlaka insan öğesini içinde barındırmalı. İnsanlığın başlangıcındaki ritüellerden, günümüz spor müsabakalarına kadar oyun oynama eylemi birçok biçimde kullanılıyor. İnsan öğesini merkezine alan oyun oynamaya dayalı tiyatro sanatının eğitimde de kullanılması mümkün olabilir mi? İşte bu oyun oynama eylemi, eğitimde drama olarak karşımıza çıkıyor.
Aksakallı; Eğitimde dramanın faydalarını ise şu şekilde sıraladı;
Doğru-Yanlış Yoktur
Drama; katılımcıların rol yapma, doğaçlama, pandomim, hareket ve ses yoluyla insan deneyimlerini hayal etme ve canlandırmalarının bir lider tarafından yönlendirildiği süreç merkezli bir drama biçimi olarak tanımlanıyor. Genellikle çocukların öğrenme eğilimini tiyatro bileşenlerini de kullanarak destekliyor. Bu süreç klasik anlatan-dinleyen, etken-edilgen eğitim biçiminden farklı olarak sadece eğitilen konuyla ilgili değil. Sanat formu açısından da çocuğun gelişimini sağlıyor. Oyun oynama eylemi içinde doğru ve yanlış yoktur. Bu süreç oynayan her iki taraf için de olumludur. Bu bir ürün değil, kazanıma yönelik bir süreç olarak gerçekleşiyor. İnsanın gelişimine, yaşamadığı olayları tecrübe etmesine, bu yolla da zihinsel ve duygusal öğrenmeyi pekiştirmeye hizmet ediyor. Çocuk ya da yetişkin yani tüm katılımcılar didaktik bir öğrenme biçimi yerine, eğlenerek ve deneyimleyerek öğreniyorlar. Bu da öğrenmeyi kalıcı hale getiriyor.
Eleştirel düşünme becerisini geliştiriyor
Doğaçlamadan ve imgelemden yola çıktığı için hayal gücünü genişletiyor. Bu sayede katılımcılar karşılaştıkları zor durumlarda problem çözmek ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiriyorlar.
Empati, işbirliği ve uzlaşma deneyimi sağlıyor
Empati, işbirliği ve uzlaşmayı da deneyimleyerek öğrenmiş oluyorlar. Özellikle çocukların öğretilmek istenen kavramları anlamasına, süreçleri takip edebilmesine aracı olan eğitimde drama, yetişkinlerde de kendilerini kontrol etme ve öz saygılarını arttırmada etkili oluyor.
Sosyalleşmeyi sağlıyor
Eğitimde drama egzersizleri pratikte oyunları ve doğaçlamaları baz aldığı için öğretici olmasının yanı sıra katılımcıların sosyalleşmesine, iletişim ve dil becerilerinin, nefes farkındalığının ve ses kontrolünün gelişmesine yardımcı oluyor. Fiziksel kontrol ve farkındalığı artırmakla birlikte kişinin motor becerilerini de geliştiriyor.
Uygun bir alan seçin ve başlayın
Drama egzersizlerini uygulamak çok basit. Uygun bir alan, deneyimli bir lider ve istekli katılımcılar gerekiyor. Bu alanda herhangi bir konu canlandırılabilir ve bu canlandırma yoluyla katılımcılara istenilen konuyla ilgili çalışmalar yaptırılabilir. Drama yönteminde rol oynama ve doğaçlamaya ek olarak, sıcak sandalye, iç ses (kafa sesi), bilinç koridoru, donuk imge, dedikodu halkası, rol içinde yazma, toplantı düzenleme, röportaj, söyleşi, rol kartları, ritüeller, semboller, bölünmüş ekranı, akışkan heykel, fragman, senin yerinde olsaydım, yaşam çemberi gibi teknikler de kullanılıyor.”