Milli Mücadele'nin başlatılması için önemli kararların alındığı tarihi konak, el değiştirince yeni sahipleri de Erzurum'dan göç etti. İki katlı olan binanın kapısı kimsenin girmemesi için bir konfeksiyon mağazası tarafından kapatılıp vitrin haline dönüştürüldü. Arka cepheye bakan penceresi ise hırsızların ve madde bağımlılarının girmemesi için sac tabakayla kapatıldı. Camları kırılan, harabeye dönen binanın arka bahçesi ise çöplüğe döndü. Yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan binanın tarihe kazandırılması gerektiğini vurgulayan Tarihçi Yazar Muzaffer Taşyürek, binanın Türk tarihi için 'nirengi noktası' önemini taşıyan bir mekan olduğunu bildirdi. Tarihi yapının kaderine terk edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Taşyürek şunları söyledi:
"Erzurum'a geldikleri günün gecesi Mustafa Kemal arkadaşlarına şunu söylüyor: 'Atılacağımız yol güçlüklerle dolu ve tehlikeli. Hayatımızı ortaya koyacağız. Eğer hayatından, canından endişe eden varsa şimdiden aramızdan ayrılabilir. Hoş görebiliriz. Çünkü biz büyük bir mücadeleye atılacağız.' Erzurum'da kaldığı süreçte İstanbul hükümeti tarafından da takip ediliyordu. Geri dönmesi istendi. Bu konakta yazdığı telgrafta dönmeyeceğini ifade etti. Bunun üzerine İstanbul hükümeti rütbelerinin alınması kararını çıkardı. Mustafa Kemal, bu konakta askerlikten ayrıldı ve sivil hayata döndü.Hatta şöyle bir anekdot var. Rütbeleri alındığı zaman artık sivil bir insan. Askeri kıyafet, padişah kordonu üzerinde pencereden bakıyor. Bir manga askerle Kazım Karabekir'in geldiğini görüyor, endişeleniyor. 'Acaba bunlar niçin geliyor, beni tutuklamak için için mi?' bu endişe içinde. Kazım Karabekir ve askerler binaya giriyor. Kazım Karabekir odasına girince endişeli bir şekilde bekleyen Mustafa Kemal Paşa'ya şu tarihi konuşmayı yapıyor: Paşam kolordum ve ben emrindeyiz. O hadisenin yaşandığı bina da burası. Bu binanın tarihimize, Erzurum'a kazandırılması lazım. 1918'ler önünde bir bahçesi var. Cumhuriyetin ilk yıllarında evin önünde tören yapılıyor. Atatürk büstü var."
Konağın bir dönem kültür merkezi olarak kullanıldığına dikkati çeken Muzaffer Taşyürek, "Erzurum'un en büyük handikapı bu. Köklü aileler göç edince tarihi konak boş kalıyor. El değiştirdi. Şu an konak kimin, bilmiyorum. Önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler döneminde pazarlıklar yapıldı. Ücret fazla talep edildiği için satınalma teşebbüsü sonuçsuz kaldı. Bu mekanın mutlaka tarihe kazandırılması gerekiyor. Anıtlar yüksek kurulu, kültür müdürlüğü, belediye, valiliği bu tarihi sorumluluğu taşımaya, üstlenmeye davet ediyorum. Cumhuriyet yolunda önemli kararların alındığı bir binanın 'imar edilmesi, korunması gerektiği tarihi bir sorumluluktur' diye düşünüyorum. Bina müze haline getirilebilir, kültür evi olabilir" diye konuştu. Kaynak: hurriyet
12.07.2016 12:34:36