TÜRK DÜNYASI ÖZELLİKLE SON İKİ YÜZ YILDIR YABANCI DİYARLARDAN
ESEN RÜZGÂRLARIN ETKİSİ İLE BİR TÜRLÜ KENDİSİNE GELEMEMEKTEDİR
Böyle bir şeyi yapmanın, o günün şartlarında da, bugünün şartlarında da büyük bir yürek, güçlü bir karakter ve sarsılmaz bir irade işi olduğunu da ifade eden Koçak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu törenimizi de vesile kılarak, 40 yıllık bir gecikmeyle de olsa, Sayın Olcas Suleymanov’u huzurlarınızda tebrik ediyorum.
Türk Dünyası özellikle son iki yüz yıldır yabancı diyarlardan esen rüzgârların etkisi ile bir türlü kendisine gelememektedir. Kaderlerimizi ve haritalarımızı doğudaki ve batıdaki emperyal güçler çizmeye kalktılar. Dilimizi ve kültürümüzü esamisi okunmaz hale getirdiler. Türkçe duyma, algılama ve düşünme biçimlerimizi alt üst ettiler. Dünyaya, hayata ve eşyaya bakış açımızı kendi perspektiflerine göre biçimlendirip, varolma ve yaşama zeminlerimizi yakıp yıktılar. Türk Dünyasında özellikle son yıllarda büyük bir kıpırdanmanın, uyanmanın ve aydınlanma izlerinin görüldüğünü belirten Rektör Hikmet Koçak, emperyal ağlarla çevrelenip, birbirimizden koparılışın üzerinden on yıllar, yüz yıllar geçse de, bugün artık Olcas Suleymanov gibi bilim adamları, devlet adamları ve aksiyon adamları sayesinde Türk Dünyasının önemli bir kriz evresini atlatmanın eşiğine geldiğinin altını çizdi.
TÜRK DÜNYASI OLARAK, YENİDEN KUTLU BİR DİRİLİŞ GERÇEKLEŞTİRECEĞİMİZE BÜTÜN KALBİMİZLE İNANMAKTAYIZ
Koçak, “Bizler, Sayın Suleymanov’un ifadesiyle, kervanın son develeriyiz. En ağır yükü, kervanın son devesi taşır. Yolda düşürülen bütün yükler onun sırtına konur çünkü”. Öyleyse, yine Sayın Suleymanov’un da belirttiği gibi, “Her kuşak sanki dünyanın son kuşağıymış gibi, büyük bir güçle çalışmalıdır. Atalarımızın bilmedikleri ya da kabullenmedikleri gerçeklerin sorumluluğunu yüklenmemiz gerekir. Türk Dünyası olarak, yeniden kutlu bir diriliş gerçekleştireceğimize bütün kalbimizle inanmaktayız.
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha, Sayın Olcas Suleymanov’a Atatürk Üniversitesi ailesine mensubiyetinden dolayı şükran ve minnet duygularımı ifade ediyor, siz değerli konuklara da içten teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
AYDINLARIMIZ, BİZLERİ ASIRLAR ÖNCESİNE DEĞİL, YÜZYILLAR SONRASINA GÖTÜRÜRLER
Türksoy Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Türk dünyasının hakikat misalleriyle dolu olduğuna işaret ederek, Türk dünyası aydınlarının, her zaman insanların imdadına yetiştiklerini belirtti. Kaseinov: “Aydınlarımız asırlar öncesine değil, yüzyıllar sonrasına götürürler bizleri. Bizim dünyamızın ayrıcalığı budur. Bizler sadece geçmişimizle yaşamıyoruz. Gelecekle beraber yaşatıyoruz. Dede Korkut, Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmut, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Ali Şir Nevai ve Yunus Emre gibi büyüklerimiz dünü değil, bugünü ve yarını da aydınlatmaktadırlar. Bıraktıkları ölümsüz eserleriyle dimağlarımızı ve kalplerimizi doyurmaktadırlar. Dolayısıyla Türk dünyasının tarihini onlarsız düşünmek mümkün değildir. Olcas Sulaymanov, hayatını barış ve hoşgörüye adayan, birlik ve beraberliği soluklayan, hakkı savunan, entelektüel birikimiyle bilimsel araştırmalar yaparak halkın ruhunu uyandıran, yüksek kabiliyete sahip, bizim çok değerli ağabeyimizdir” dedi.
SADECE ŞAİR DEĞİL BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIDIR
Erzurum halkının, öğrencilerinin ve Atatürk Üniversitesi’nin Olcas Sulaymanov gibi büyük şairlere ve devlet adamlarına sahip çıkmasını büyük mutluluk olarak nitelendiren Kazakistan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev, düzenlenen Fahri Doktora Diploma Töreni için Rektör Koçak’a teşekkür etti. Tüymebayev: “Olcas ağabeyimiz tüm dünyaca tanınan, büyük şair, devlet adamı, pırlanta gibi her tarafı parlayan insan. Olcas Sulaymanov Kazakistan’ın egemenliğinde, kuruluşunda, devlet olmasında çok büyük emek sarf etmiştir. Sadece şair değil büyük bir devlet adamıdır. Sovyet zamanlarında Türk tarihi, Türk dilleri ve bunların Rus diline etkisini yazıp kitaplaştırarak bu konuyu ilk ele alan Olcas Sulaymanov’dur. Sadece şair değil, Türkolog, araştırmacı ve incelemecidir. Hala da bu konulardaki çalışmalarına devam ediyor. Eski Türk dilleri hakkında faaliyetleri var. Olcas abimiz aynı zamanda bir kültür elçisi. Uzun yıllar Roma ve Paris gibi önemli şehirlerde büyükelçi olarak çalıştı. Çok yönlü kişiliğiyle örnek alınması gereken bir bilim adamıdır” şeklinde konuştu.
DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN TÜRKİYE HER ZAMAN MAZLUMLARA KUCAK AÇMIŞTIR.
Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak ise Olcas Sulaymanov Fahri Doktora Diploma Töreni gibi önemli bir organizasyonda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, terörle mücadeledeki şehitlerimize ve Karabağ’daki şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi. Vali Altıparmak; “Güneydoğudakiler de bizim, Karabağ’dakiler de bizim. Dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye her zaman mazlumlara kucak açmış, Balkanlardan Kafkaslara mazlumların vatanı olmuş bir topraktır. Bizde bunu korumanın kollamanın her zamana gayreti içinde olacağız. Bu mazlumların derdi en çok şairler ve yazarlar tarafından dile getirilir. Onların gür sesiyle milletlerin ruhu coşar, heyecanlanır ve savaşta galip gelirler. Türk dünyasının gür sesi olan Olcas Sulaymanov, adeta bir Kazak yiğidi. Çünkü 90’lı yıllarda Karabağ’da Ermeni işgali başlayınca Kazakistan’dan Karabağ’a gelmiş ve destek olmak o mücadelenin içerisinde yer almaya çalışmış. Biz hakikaten kendi değerlerimizi tanımıyoruz. 1988 yılında İngiltere’ye gittiğimde, İngilizce hocamız bize Orta Asya’dan fotoğraflar gösterdi ve biz oraları şimdiye kadar hiç görmemiştik. Hakikaten tanımıyorduk yeni yeni tanımaya başladık” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Olcas Sulaymanov Fahri Doktora Diploma Töreni hakkındaki 3\52 sayılı Senato Kararını okudu.
Senato Kararının okunmasından sonra ise yine Rektör Koçak tarafından, Kazakistan’ın değerli Bilim Adamı, Yazar ve Diplomat Olcas Sulaymanov’a Fahri Doktora Diploması takdim edildi.
BÖYLE TEMİZ HAVALARDA ANCAK TEMİZ RUHLAR VE TEMİZ İNSANLAR DOĞAR
Olcas Sulaymanov yaptığı konuşmada Türkçe olarak ‘Kazakistan ellerinden sizlere selam getirdim. Türk halkını çok seviyorum’ dedi. Sulaymanov, ilk defa Erzurum’da bulunduğunu ve Erzurum’un serin havasıyla karlı dağlarını çok beğendiğini belirterek, Almatı şehrine çok benzediği için Erzurum halkını kendisine yakın bulduğunu söyledi. Sulaymanov: “Böyle temiz havalarda ancak temiz ruhlar ve temiz insanlar doğar. Bugün bizler üniversiteyi gezdik ve gerçekten de büyük çalışmalara şahit olduk. Ayrıca üniversitenin büyük kütüphanesini de ziyaret etmiş olduk. Dünyanın birçok üniversitesinde kütüphanelerini gördüm. Fakat bu kadar yoğun bir şekilde kütüphaneyi ziyaret eden ve omuz omuza kitap okuyan bir kitle hiçbir yerde görmedim. Bir yazar olarak kitap okuyan gençleri gördüğümde çok mutlu oluyorum “ dedi.
Olcas Sulaymanov, Nükleer silahın kapatılması amacıyla Nevada Semey Harekâtının 25. yıldönümüne ithafen çıkarılan madalyayı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’a taktim etti.