"Erzurum'da spor haberciliği" gündemi altında genç iletişimcilere seslenen ERKHABER Yazı İşleri Müdürü Orkun Çizmeli de özellikle yaygın spor basınında "spor muhabiri" görevinde bulunan kişilerin "kulüp sözcüsü" gibi hareket ettiğini ve özellikle sosyal medyada gerilimi yükseltici davranışlar sergilediğine dikkat çekti. Türk basının genel anlamda "güven" sorunu yaşadığını savunan Çizmeli, "Yandaş ve candaş kavramları maalesef gerçek. Gazeteci tarafsız olmalı ilkesi şu günlerde yerle yeksan edilmiş durumda. Bugün sosyal medyada ya da kendi sayfalarında gazeteciler "bizim mahalle" tabirlerini rahatlıkla kullanıyor ki ben buna katılmıyorum. Gazetecinin tek mahallesi "haber" olmalıdır. Gazeteci haberinde tarafsız olmalıdır. Bu durum spor basınına da yansımış durumda. Spor muhabiri, takip ettiği kulübün sözcüsü gibi hareket ediyor, gerçekleri gizleme çabası içerisine giriyor. Hele sosyal medyada bu davranışları sergileyen muhabirlerin milyon düzeyince takipçi sayısında olması da halkın da bu tür gazeteciden hoşlandığını ortaya koyuyor" dedi.
Erzurum'da spor gazetecisi olmanın zorluğuna da işaret eden Çizmeli, "Maalesef ekonomik sorunlar yüzünden yerel medyada başlı başına "spor muhabiri" kadrosu bulunmamakta. Spor muhabiri aynı zamanda adliye, polis, bürokrasi, belediye muhabirliği de yapmak durumunda kalıyor. Ben de mesleğe başladığımda bu zorlukları yaşadım. Kimse benden spor haberi yapmamı istemedi ama benim spora ve Erzurumspor'a olan ilgim nedeniyle, bir yandan gündem haberlerini yapıyor, fırsat oluşturup mutlaka spor haberlerine de vakit ayırıyordum. Böyle böyle kendimi spor muhabirliğinin içerisinde buldum. Bu nedenlerden ötürü de bugün Erzurum'da spor muhabirliği yapmamış gazeteci yoktur" diye konuştu.
"Kadın gazeteci olmak" konusunu panelde işleyen Sevda İncesu ise meslek hayatının ilk yıllarında teröristlerce kaçırılma "hikayesi"ni genç meslektaşlarına anlattı.
Programın bitiminde panelistlere Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nihat Yatkın tarafından plaket takdim edildi.