KÖYLÜYÜ KÖYÜNDE TUTMALIYIZ
“Dışarda insan ne kadar kalırsa Erzurum’daki eksiklikleri daha iyi tespit edebiliyor” diyen Kırkpınar, birkaç yıl süren ayrılığın iyi bir vesile olduğunu belirterek, “ Ben daha önceki yıllarda 365 günün 360 gününü Erzurum’da geçiren bir insandım. Eksiklikleri gözlemledim. Benim hiçbir zaman için ruhum aklım Erzurum dışına çıkmadı. Bu ruh bu bedenden çıkmadan bu böyle devam edecek. Erzurum’da ben uzun yıllar peynir üreticiliği yaptım. Günlük 140-150 ton koyun sütü alan bir firmaydım. Türkiye’de henüz bunu yakalayan bir firma yok. Bundan sonra da olmayacak. Çünkü bu kadar koyunda kalmadı. Ben Erzurum’da yılda 80 bin 100 bin teneke koyun peyniri imal ediyordum. Ve bunun tamamını da Batı’ya veren ve Erzurum’un deyim yerindeyse Horasan’ın bir mezrasından, Karayazı’nın ve Çat’ın bir mezrasından sütü alıp ta Batı’nın Migros’una, CarrefourSA’sına, Tansaş’ına pazarlayan bir firmaydık. Tabi bunlar Erzurum için büyük bir şans ve avantajdı. Bunu bugün gittiğim her ilçede görüyorum. İlçelere gittiğim zaman sokakta yürüdüğüm zaman bakıyorum etrafımda bir sürü insan toplanmış. Gurur duyuyorum. Allah’a şükrediyorum. Hep şunu söylüyorlar; Sen Erzurum’dayken biz oğlan ve kız evlendirdik, traktör aldık, sapan aldık, arsa aldık nerede o günler. Gerçekten biz bu işi burada 30 yıl yaptık ama Erzurum o dönemde şaha kalkmıştı. Erzurum’da hayvancılık çok güzel bir durumdaydı. Ama ben şimdi bakıyorum cağ kebabını koyununu kuzusunu batıdan getiriyor. Bu Erzurum için çok acı bir olay. Şuan Erzurum’da imalat yapan meslektaşlarım, bizden süt bulmamızı istiyorlar. Erzurum’da ne yazık ki yeterli süt olmuyor. Olan sütte birkaç ayla sınırlı. Burada Erzurum’a yapılacak en büyük hizmet köylüyü köyünde tutmak. Köylüyü köyünde tutamazsak sadece Erzurum’a yapacağımız 3-5 fabrikayla işyeriyle biz Erzurum’u kalkındıramayız da göçün önüne de geçemeyiz. Her köylüyü köyünde tutarsak Erzurum’u güçlü yapmanın, göçü durdurmanın, kalkındırmanın yolu buradan geçer. Bunun yolu da hayvancılık hayvancılığın yolu da hayvancılığa köylüyü teşvik etmekten geçer” dedi.
ÖRNEK OLSUN İSTİYORUM
Ben kendimi bir ARGE merkezi olarak görüyorum diyen Kırkpınar sözlerini şöyle sürdürdü; “ Hem vatandaşın mahsulünü, ürününü değerinde almak hem de teşvik etmek gayretindeyiz. Eskiden imalathanelerim ilçelerdeydi. Şimdi bunu merkezde bir yer bakıyorum. Artık mandıra sistemi değil de fabrikasyon sistemi halinde ama tüm ilçelerin sütlerini burada toplayarak Erzurum’a yakışır yeni bir marka oluşturmak gayesindeyiz. Bunun yanı sırada Aşkale’de hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvancılığıyla ilgili çalışmalarım var. Bu da ticaretten ziyade örnek teşkil etmek amacıyla. Bizim insanımız için birisi yapacak görerek daha faydalı oluyor. Böyle bir işletme kurarsak bilinçli bir şekilde insanlarımı teşvik edeceğim inşallah” dedi.