Sinan ÖZÇAYLAK yazdı...

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Buz Pateni Federasyonu 2. Olağanüstü Genel Kurulu yapıldı. Yapılan seçimde Dilek Okuyucu yalnızca bir oyla seçimi kaybetti. Elbette ki seçimlerde kazanmak da var kaybetmekte; ancak Erzurumlu bir aday varken,  Erzurumlu bazı delegelerin rakip lehine oy kullanmaları hatta onların yönetimine girmeleri en basit ifadeyle şehre ihanettir ki bizlerde bu ihanete üzülüyoruz. Hele hele bu isimlerin Dilek Okuyucu’nun önceki yönetiminde olan isimler olması kahredici.

Kimler mi bu isimler kimseyi töhmet altında koymamak için tek tek yazıyorum, Erzurum valiliği sosyal yardımlaşma ve dayanışma müdürü Zekeriya Deniz, aynı kurumda müdür yardımcısı olarak tanınan Ahmet Hamdi Işık ( biz kendisini Özcan Işık olarak tanıyorduk ) ve gazeteci Fırfırik mizah dergisinin sahibi Vedat Refayeli. Bu üç isim rakip listede yer aldı ve Erzurum sadece bir oyla seçimi kaybetti.

Eminim hepsi mutluluktan havalara uçtular. Seçim sonrası galibiyet nağraları atıp, “ne güzel yaptık kazanan listede yer aldık, bizden uyanığı yok bu şehirde” diye düşünmüşlerdir.  Tabi buz kaygan bir zemin bu zeminde dik durmak her yiğidin karı değil.

Ama biliniz ki ne bu şehir nede tarih sizi unutmayacak. Siz yaşadığınız, ekmeğini yediğiniz, bu şehre ihanet ettiniz. Sırf kendi egolarınızın tatmini için bu kadim şehri yok saydınız. Birlikte yola çıktığınız arkadaşınızı yolda bıraktınız. O ise size kıymet vermişti. Birlikte yol yürümüştü. Kendinden çok sizleri ön plana çıkarmıştı. Ne bilsin sırtından hançerleneceğini?

Sakın üzülme Dilek hocam sen bu seçimden alnının akıyla çıktın. Sen bu seçimi kazandın. Biliyoruz ki küsmeden yine şehre hizmet etmeye devam edeceksin. EYOF’un senin sırtında ilerleyeceğini de biz şehir halkı olarak biliyoruz. Sen hiç merak etme tarihde bu şehirde senin hizmetlerini, şehre ihanet edenlerin yaptıklarını unutmayacak. 

BİR KISSA

 Sultan Selim Han’a atfedilen hikaye;

Birgün Yavuz Sultan Selim Han, pazarın birini gezmeye karar verir ve saka kuşlarının satıldığı bir tezgaha yönelir.

Bütün sakalar 1 altındır; fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 50 altındır. Yavuz Sultan Selim sorar:

-Bunlar 1 altın da bu neden 50 altın?

Satıcı:

-Hünkarım 50 altınlık olan ötüşüyle diğer saka kuşlarını kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.

Yavuz Sultan Selim, 100 altını çıkarıp adama verir ve "ver o kuşu bana" der. Herkes şaşkınlık içinde, "ne yapacak acaba koca padişah bir saka kuşunu?" diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kuşun kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:

- Kendi ırkına ihanet edenin sonu budur.