Niye Fethullah değilde Fetullah yazıyoruz?

Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında ilginç konuları kaleme aldı.

Hiç de delikanlı olmayan çok kalleş bir örgüt

04.08.2016 Perşembe
- ÖRGÜTÜN birinci silahı: Sızma.

- Örgütün ikinci silahı: Aldatma.

 

- Örgütün üçüncü silahı: İnkâr...

 

- Örgütün dördüncü silahı: Gizlenme.

 

- Örgütün beşinci silahı: Hilekârlık...

 

*

 

Kısacası...

 

Mertlik yok, hile var.

 

Meydan okumak yok, desise var.

 

Yiğitlik yok, sinsilik var.

 

Delikanlılık yok, kalleşlik var.

 

*

 

İşte tam da bu yüzden...

 

“Ben artık Fetullahçı değilim, bunların vatan millet düşmanı olduklarını çok iyi anladım” diyene de güvenilmiyor.

 

“Allah belasını versin Fetullah’ın, o benim için bundan böyle lanetlenmiş şeytandır” diyene de güvenilmiyor.

 

*

 

Eğer Fetullahçılık adlı örgütlenme, kalleşlik, kaypaklık, sinsilik, gizlilik ve namertlik üzerine bina edilmeseydi...

 

Bu denli büyük bir itimatsızlık ortaya çıkmazdı.

 

SÜRECİN BİZE TANITTIĞI ÜÇ ÇOK ŞAHANE ADAM

 

 

SEMİH ÇETİN: Bu adamla seyahate çıkılır. Bu adamla ortak olunur. Bu adama borç verilir. Bu adamla saatlerce mavra çevrilir. Bu adamla şarkı söylenir. Bu adamla maceraya girişilir.

 

 

AHMET ZEKİ ÜÇOK: Bütün paranı bu adama emanet edebilirsin. Bütün sırlarını bu adama verebilirsin. Bütün zaaflarını bu adama gösterebilirsin. Bu adamla ailecek dostluk kurabilirsin.

 

 

ALİ TÜRKŞEN: Kendisiyle mangal yapılır. Kendisiyle kavga edilir. Kendisiyle Vietnam’a gidilir. Kendisiyle hapis yatılır. Kendisiyle gıybet edilir. Kendisiyle kitap yazılır.

 

NİYE FETHULLAH DEĞİL DE FETULLAH YAZIYORUZ?

 

FETULLAH Gülen’in adı, resmi nüfus kaydında “Fetullah Gülen” olarak geçmektedir.

 

*

 

Biz de o yüzden...

 

“Fethullah” değil, “Fetullah” yazıyoruz.

 

*

 

Tek kusurumuz şu:

 

Bunu Fetullah’ın güçlü olduğu dönemde yapamadık.

 

Şimdi yapabiliyoruz.

 

*

 

Neyse...

 

Rabbim affetsin.

 

Tabii milletimiz de...

 

LÜTFEN O MİTİNGE KATILIN KEMAL BEY

 

SAYIN Kemal Kılıçdaroğlu...

 

Bu pazar günü Yenikapı’da yapılacak olan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katılmayacağınızı açıkladınız.

 

Lütfen bu kararınızı bir kez daha düşünün.

 

*

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

 

Siz ki her türlü provokasyon uyarısına rağmen şehit cenazelerine katılmış, provokasyonlar gerçekleştiği halde katılmaya devam etmiş bir siyasi lidersiniz.

 

Terör şehitleri için sergilediğiniz bu hassasiyetinizi demokrasi şehitleri için de gösterin ve lütfen bu mitinge katılın.

 

*

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

 

Siz ki 15 Temmuz sürecinde darbe karşısında yer alan, yumuşama atmosferine ciddi katkı sunan, yumuşama atmosferinin bozulmaması için elinden gelen gayreti gösteren bir siyasi lidersiniz.

 

Lütfen bu yöndeki kararlılığınızı ve azminizi vurgulamak adına bu mitinge katılın.

 

*

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

 

Örgütünüzü, arkadaşlarınızı, tabanınızı alın yanınıza...

 

Açın bayrakları...

 

Ve Yenikapı’ya gidin lütfen.

 

Paradigmanın değiştiğini gösterin, yeni bir başlangıcın söz konusu olduğunu fark ettirin ve darbecilerin kafalarının bir kez daha umutsuzluk duvarına çarpmasına katkı sağlayın.

 

İLKER BAŞBUĞ’LA NEDEN GÖRÜŞÜLMEZ?

 

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, neden “Siz zamanında bu çetenin hedefi olmuştunuz” diyerek İlker Başbuğ’la bir temas kurmaz?

 

*

 

Başbakan Yıldırım, neden “Alacağımız önlemlerle ilgili olarak bir uzman olarak görüşünüze başvurmak istiyoruz” diye İlker Başbuğ’u aramaz?

 

*

 

Milli Savunma Bakanı Işık, neden “Sizinle bir istişare yapmak istiyoruz” diyerek İlker Başbuğ’la görüşmez?

 

*

 

Neden? Neden? Neden?

 

KÖTÜ ŞEYLER

 

- FETULLAH’la uzak yakın ilgisi olmayan bir işadamı telefonda haykırıyor: Yanımda 10 bin kişi çalışıyor, beni batırıyorlar.

 

*

 

- Sevinç Erbulak, Mahberi Mertoğlu, İrem Arslan, Arda Aydın, Ragıp Yavuz, Kemal Kocatürk gibi sanatçılar, İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan atılıyor.

 

*

 

- Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Ahmet Turan Alkan başta olmak üzere darbeyle bir ilgisi olmayan birçok gazeteci yazar hâlâ içeride.

 

*

 

- Kamu kuruluşlarında çalışan birçok kişi, hiçbir gerekçe gösterilmeden FETÖ’cülükten işten atılıyor.

 

KARDEŞİ DARBECİ OLAN İSTİFA MI ETMELİ?

 

AK Parti Grubu’nda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli kastedilerek...

 

“Kardeşi darbeci olan istifa etsin” falan türü laflar edilmiş.

 

*

 

Eğer bu kulis bilgisi doğruysa...

 

AK Parti Grubu’nda...

 

Hukukun en temel ilkesi olan suçun ve cezanın şahsiliği ilkesi ayaklar altına alınmış demektir.

 

Sadece hukukun mu?

 

Dinin de en temel ilkesi çiğnenmiştir. Çünkü dinen de suç, ayıp, günah ve ceza şahsidir.

 

*

 

AK Parti Grubu’nda Şaban Dişli’nin istifasını isteyenlere sesleniyorum:

 

Varsa elinizde Şaban Dişli’nin darbeye karıştığına dair bir kanıtınız falan... Koyun ortaya. Aksi takdirde susun. Hukuku da dini de daha fazla ayaklar altına almayın.


04.08.2016 07:59:31