Peygamber Efendimiz (S.A.V.) zamanında müşrikler İslam’a ve Peygamber’e hakaret içeren şiir yazmaya başlıyorlar. Bunun üzerine Hazreti Peygamber Efendimiz, Müslüman olan şairlerden onlara cevap vermelerini istiyor. Bu mücadele içerisinde Şuara Suresi ve şairlerle ilgili ayetler iniyor. Bunları biz bilmek mecburiyetindeyiz. İslam Medeniyeti’nin insanlarıyız, Müslüman insanlarız. Şiirin, sanatın kaynağını, nereden geliyor, neden bir mücadele aracı oluyor bilmek zorundayız.”
“ŞİİR AYNI ZAMANDA BİR SAVAŞ ARACIDIR”
Şair Nurullah Genç, şiirin bir savaş aracı olduğunu ifade etti. Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şiir, heyecanlarımız için, duygusal etkileşimlerimizi, irkilmelerimiz nakil etmek için kalemi elimize alarak yazacağımız ve sanki bunun için okuyacağımız metinden daha fazlasıdır. Bunu bilmemiz gerekiyor. Şiir aynı zamanda bir savaş aracıdır. Medeniyetimizin savaş aracı, inancımızın savaş aracıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz devrinde öyle oluyor. Hasan Bin Sabit’e Hazreti Peygamber, ‘Ey Hasan, sen de onlara karşı söyle’ diyebiliyor. Hasan Bin Sabit, ‘Peygamber Şairi’ olarak anılıyor.” Peygamber Efendimize yazılan naatlar hakkında da bilgiler veren Genç, “Diyanet İşleri Vakfı 1990 yılında Naat-ı Şerif Yarışması düzenlemişti. Yağmur şiirimiz Allah nasip etti büyük ödülü aldı, binlerce naat gelmişti” dedi. Yağmur şiirinin yazılış serüvenini de anlatan Genç, “Topkapı Otogarı’nda yaklaşık 4-5 saat bir otobüsün camında bekleyişten sonra biletin arkasındaki boşluğa, ‘Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü/ Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü/ Bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül/ Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü’ diye yazmak nasip olmuştu” diyerek konuşmasını Yağmur Şiirini okuyarak bitirdi.
21.06.2016 13:15:24