Demir, önceden kazandığı açıklanan, ardından ise “kazanamadın” denilen öğrencilere ilişkin bir mağduriyet durumu olup olmadığı sorusuna, “Onlara yanlış bir haber verdik. Yoksa bir hak mağduriyeti söz konusu değil. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için o kişiler için nesnel bir hak mağduriyetinden bahsedemeyiz. Ama bir idari kusur olduğunu kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu kuruma sahip çıkmalıyız”
ÖSYM’nin sistematik çalışması ve işini yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algının kendisinde bulunmadığını vurgulayan Demir, “Ama 2010 KPSS meselesi memleketimizin başına bir kabus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir. Yargıdan, güvenlikten, bütün bu kurumlara verilen zarar gibi buraya da bir zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde böyle bir kusur üretme meselesine ilişkin bir sabıkası söz konusu değil. İstifamın da asıl nedeni budur. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Bu kurum hepimizin haklarını elde etmesinde rol oynayan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerekiyorsa ayrılmalıyız, bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için görevden ayrılma talebimi ilettim” açıklamasında bulundu.