TBB Başkanı Feyzioğlu: “KHK ile ilgili çözüm, idari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması”

TBB Başkanı Feyzioğlu: “KHK ile ilgili çözüm, idari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması”

ERKHABER / ERZURUM - Erzurum’a gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ahmet Altan’ın tahliyesi, Yargı Reformu Paketi, vatandaşların KDV yükü, 18 yıldır beklenen sınav ve idari yargı hakimliği alımlarına kadar merak edilen pek çok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu. Feyzioğlu, "KHK ile ilgili çözüm, idari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması ve yaptığını da göstermesiyle olacaktır. İdari yargı bu sorunu 1 yıl içerisinde çözecektir" dedi.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “Toprak bütünlüğünü korumak isteyen Suriye devleti ile Türkiye’nin menfaati aynıdır. Bölge için kurulan özerk devlet planlarını bozmak için Türkiye’nin, Suriyeli avukatlar ile Suriye Anayasası’nın hazırlanma aşamasında Cenevre’de mutlaka bulunulması gerek” şeklinde konuştu.
Barış Pınarı Harekatı ile ilgili konuşan Feyzioğlu, Türkiye’nin meşru bir harekat yapmış olduğunu ve 8 gün içerisinde dünyanın 2 süper gücüne bunu kabul ettirdiğini vurgulayarak, uluslararası hukukta haklı olmanın yetmediğini, haklılığın askeri güç ile sahaya yansıtılması gerektiğini, Türkiye’nin de bunu layıkıyla başardığını söyledi. Feyzioğlu, “Haklı olmak ve askeri güce sahip olmak yetmez, ekonomik güç ile de konumunuzu sürdürmeniz gerekmektedir. Şu anda önümüzde çok kritik bir konu var. ABD ve Rusya ile mutabakat var. Aynı anda da Cenevre’de Suriye Anayasası görüşülmekte, bunların 100 yıllık bir planı var. Churchill bizim bu PKK koridoru diye adlandırdığımız bölgede Türkiye ve Arap ülkeleri arasına bir tampon koymak ve kurulmasını zamanında planladıkları İsrail’in güvenliğini sağlamak amacıyla bir kukla devlet hedefliyor. Churchill’in planı bu, ifadeler benim de değil Ekonomist dergisi bunu yazıyor, tarihçilerimiz de araştırabilir” dedi.

‘Cenevre’de uyanık olmazsak bölgede özerk devlet kuracaklar’
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, "Biz saha temizliğini yaptık, PKK devletinin kurulmasını çok ötelere attık fakat Cenevre’de, Suriye Anayasası hazırlanırken uyanık davranmazsak ve ABD ile Rusya ile sahada sağladığımız işbirliğini Suriye Anayasası'nın, Suriye’nin üniter bir devlet özelliğini koruyacak şekilde yazılmasını sağlayamazsak, bu bölgede bir özerk devlet kurmak istiyorlar. Türkiye’nin yapmış olduğu fedakârlıkların boşa gitmemesi için, toprak bütünlüğüne tehdit oluşturulmaması için Suriye Anayasası yazılırken, Suriye’nin kuzeyinin bir eyalet, özerk bölge, federe devlet şeklinde planlanmaması lazım. Bunu önlemenin yolu, aracısız şekilde Suriye hükümeti ile görüşmektir. Suriye hükümetinin de menfaati, Türkiye devleti gibi Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.

‘Suriye ile biz baş başa kalacağız, 30 kilometre değil tamamı güvenli bölge olmalı’
Feyzioğlu, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak isteyen Suriye devleti ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ihlal edilirse veya özerk bölgelere ayrılırsa bu bize de zarar verir ve terör tehdidi devam eder diyen Türkiye’nin menfaati aynıdır. Devletler arası menfaatler olur, dostluk düşmanlık olmaz, bizim Suriye ile görüşmemiz lazım. 30 kilometrelik bir güvenli bölgeden değil Suriye’nin tamamının güvenli bölge olmasından söz etmeye başlarsak bu işi kalıcı olarak çözeriz. ABD çekildi daha da çekilecek, Rusya da gidecek bir gün ama biz Suriye ile baş başa kalacağız. Suriyeli avukatlarla birlikte, Suriye Anayasası'nın yazımına katılabiliriz, Suriye Barolar Birliği ile ortak da çalışabiliriz. Gereken ne ise onu yaparız” diye konuştu.
Türkiye’nin gündeminin yoğun olduğunu ve bütün bu sorunları çözmek için yoğun şekilde çalıştıklarını dile getiren Feyzioğlu, “Avukat meslektaşlarımızın sorunları vatandaşın sorunlarıyla ilgili, vatandaşın sorununu çözmek için sorun yaşıyorlar. Cumhuriyet savcıları soruşturur, iddianame hazırla, hakim vatandaşı yargılar, vatandaşı da avukat savunur. Avukatlara yönelik fiziksel bir saldırı ya da taciz varsa bu doğrudan vatandaşa yönelik bir saldırıdır” dedi.
Olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim olmayacağını açıklayan Feyzioğlu, “Kanunumuzda bir yönetimin nasıl değişeceği belli, Türkiye Barolar Birliği istikrarı önemser. Yargı yolu açıktır” dedi.

Yargı Reformu Paketi
Yargı Reformu Paketi ile önemli işler yapıldığını ifade eden TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, vatandaşların üzerindeki avukatlık hizmetinden kaynaklanan KDV yükünü davaların yüzde 50’sinde, yüzde 18’den yüzde 8’e düşürdüklerini belirtti. Feyzioğlu, “Bu muazzam bir şey, belki referandumla anayasayı değiştirmek, KDV’yi indirmekten daha kolaydır. İlk yargı paketinde yapılanlar şu anda görevde olmayan ve olmayan başkanların taleplerini neredeyse tamamını ilk yargı paketini hayata geçirmişiz. İkinci pakette hayal bile edemedikleri geliyor, 3’te, 4’te daha fazlası geliyor. Meslektaşlarımızın fikirleri benim için çok önemli. 18 senedir beklenen sınavı getirttik. İdari yargı hakimliğindeki sorunları giderdik, yeniden kota geldi. Avukatlıktan geçişlerde sayılar arttı, hukuk fakültesi mezunlarının idari yargı hakimliğine alımlarının en az yüzde 80 olması kararı alındı, idari yargı hakimliği ve hukuk mesleklerine giriş sınavlarında hukuk fakültesi müfredatı sınav konusu yapıldı” diye konuştu.
Feyzioğlu, Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanması konusunda ise “Kamuoyunda tahliye edilenler hakkında sosyal medyada bir kampanya başlıyor ya da telkin, tavsiye geliyor. Tahliye eden hakim tekrar tutukluyor ya da itiraz merci tutukluyor. Bizim kanunumuzda yani mahkeme aşamasında, tahliye kararını mahkeme verdikten sonra buna itiraz eskiden yoktu. Mahkeme, tahliye kararı verdiği zaman dava aşamasında itiraza tabi olmazdı. Geçtiğimiz senelerde bu değiştirildiği için, mahkemenin tahliye ettiğini savcının itirazıyla tekrar tutuklanabilir hale geldi. Mahkemenin kararıyla bir iş bitmişse eski düzenlemede olduğu gibi süreç ilerlerse yıpranılmaz. Kanaatimce polemiklere sebep olan bu yeni sistem doğru değil, daha önce bazı avukatlar, yazarlar en son ise Ahmet Altan olayında bu sistem önümüze geldi" dedi.
Feyzioğlu şunları kaydetti:
"KHK ile ilgili çözüm, idari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması. FETÖ denen örgüt pek çok kurumumuza nüfuz etmişti, temizlikler yapıldı. Avrupa Konseyi ve Türkiye iş birliğiyle ihraçları inceleme komisyonunun kurulmasıyla yaklaşık 85 bin dosya incelendi. Bu komisyonun yüzde 10’unu kabul etmiş durumda yüzde 90’ında ise problem görmemiş. Komisyonu tetkik hakimleriyle destekleyip, ayrıntılarıyla teşhis etmek gerek. İdari yargının, kimseden çekinmeden hukuk ve idari yargı ile adil yargılama yapması, delil varsa, davayı reddedip ihracı kabul etmesi, delil yoksa, ihracı iptal etmesi lazım.
FETÖ, PKK, DHKPC, idarenin mahkemenin devletin haksızlık yapmasını istiyor. Çünkü devlet haksızlık yaparsa, taban kazanırlar. Devlet adaletli davranırsa, suistimal edecekleri, sömürecekleri bir şey kalmaz. Yargının adil yargılama yapması kimseden etkilenmeden en doğru kararı vermesi örgütlerin işine gelmiyor. Biz millet olarak sadece adil yargılama yapılmasını izleyelim. KHK ile ilgili çözüm, idari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması ve yaptığını da göstermesiyle olacaktır. İdari yargı bu sorunu 1 yıl içerisinde çözecektir."


15.11.2019 10:47:00