Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert sözlerle eleştirdi.
ERKHABER-Bahçeli, “Kılıçdaroğlu çürük tahtada geziyor, suya yazı yazıyor. Türkiye muhalifleriyle al gülüm ver gülüm içinde. Ata et, ite ot vermekle vakit geçiriyor. Anlattığını bilmiyor, bildiğini anlatamıyor. Devamlı mayına basıyor, devamlı gaflara imza atıyor. Bir de MHP’den kopup giden siyasi düşkünlerden medet umuyor, onları kukla gibi oynatıyor. FETÖ’cülere ümit aşılıyor” dedi.
Ordu’da Cumhuriyet Meydanı'nda coşkulu binlerce kişiye hitap eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Nisan’da evet denilmesinin Türkiye’nin geleceğini ve bekasını çizeceğini vurguladı. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu sert bir şekilde eleştiren Bahçeli, “Şu dikkat çekici soruna bakınız ki, Kılıçdaroğlu FETÖ’den şikayetçi değil. 15 Temmuz’dan hiç bahsetmiyor. Bilakis OHAL ilanlarını darbe görüyor. Çürük tahtada geziyor, suya yazı yazıyor, ipe un seriyor. Türkiye muhalifleriyle al gülüm ver gülüm içinde. Ata et, ite ot vermekle vakit geçirmekte. Yalanlarla oyalanıyor, Türkiye düşmanlarının eline su dökmekle avunuyor. Hele hele 18 maddeyi açıp da okuma zahmetine hiç girmemiş. Anlattığını bilmiyor, bildiğini anlatamıyor. Devamlı mayına basıyor, devamlı gaflara imza atıyor. Bir de MHP’den kopup giden siyasi düşkünlerden medet umuyor, onları kukla gibi oynatıyor.
FETÖ’cülere ümit aşılıyor. Anayasa değişikliklerinin sonucunda tek adamlık geliyor diyor, ama adamlık nedir bilmediği için HDP ve sözde milliyetçilerle çamura saplanıp patinaja başlıyor. 16 Nisan’da tek adam değil, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan geliyor; bundan haberi bile olmuyor, olamıyor. Rejim değişiyor diyor; ama dilinin rejimine dikkat etmeyip yalan ve riyaya bulanıyor. Habbeyi kubbe yapmakla siyaset yaptığını sanıyor. CHP’liler diyor ki, bu kadar yetki evliyayı bile azdırır. Biz diyoruz bayram haftası, onlar anlıyor mangal tahtası. Birisi Peygamberimizle uğraşır, birisi evliyalara takar. Bunlar zırvadır, yanlıştır, günahtır, ahlaken sorunlu, vicdanen hasarlıdır. HDP de aynı tavırdadır. PKK aynı çizgidedir. Yedi düvel Kılıçdaroğlu ve hayırsızların yanındadır. Bunlar 16 Nisan’da Türkiye’nin kaç bucak olduğunu göreceklerdir. CHP’nin yeni yancısı, tam yamağı olan; 15 Temmuz’da başbakan olacağım diye avaz avaz bağıran kaçak ve korkaklar, fitnelerin altında kalacaklardır. Şer tiyatrolarının perdesi 16 Nisan’da kapanacaktır. İşbirlikçi aktörler işsiz kalacaktır. Pensilvanya yapımı dedikodular yayan, pis oyunlar yazan, MHP’yi içten karıştırmak amacıyla tezgahlar açan Haşhaşi artıklarının, kripto maşaların tuzakları başında patlayacaktır. 16 Nisan’da Türkiye kazanacaktır” dedi.
MHP olarak sonuna kadar devletin ve milletin yanında olduklarını, özellikle sınırların dışından kaynaklanan terör belasından ülkenin tamamıyla kurtulması için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını belirten Bahçeli, “Biz Türkiye’ye evet diyoruz. Biz istiklale evet diyoruz. Biz parlak bir istikbale evet diyoruz. Türkiye güvende değilse, dünyanın geri kalanı güvende olamaz. Türkiye istikrarından saptırılmaya çalışılırsa, dünyanın hiçbir yerinde istikrardan söz edilemez. Ve elbette Türk milletinin razı gelmediği hiçbir hesap tutmaz, tutmayacaktır. Çift başlı kartalın pençeleri her daim zilleti Türk milletine reva görenleri parçalayacak, alt üst edecek kudrete sahiptir” diye konuştu.
“FETÖ, tarihin en büyük ihanet örgütüdür”
FETÖ terör örgütü tarafından tertiplenen 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ihaneti olduğunu vurgulayan Bahçeli, “15 Temmuz’da devletimizi kaybedebilirdik. Vatanımızdan olabilirdik. Milletimizin bin yıllık beraberliği sona erebilirdi. İç savaş çıkabilirdi. Türkiye esarete girebilirdi. Tehdit bu kadar ileri düzeydeydi. Tehlike bu denli feci boyuttaydı. Türkiye hiç böyle bir ihanete şahit olmamıştı. Türk milleti; binlerce yıllık tarihinde 15 Temmuz gibi bir afet ve felakete maruz kalmamıştı” dedi.
FETÖ’nün İslam dinini kullandığını, adeta imansızlıkta rekor kırdığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bu terör örgütü, planlaması küresel güç merkezlerince yapılmış, dinler arası diyalog safsatasıyla derinleşmiş, kirli istihbarat oyunlarıyla güçlenmiş suç ve cinayet makinesidir. İslam’ı kullandılar, sömürdüler. İman taklidi yapıp imansızlıkta rekor kırdılar. Hoca kılığına girip, gözyaşı döküp, beddua seansları düzenleyip, himmet kuyruğundan geçip haysiyetsizliğin uyruğu oldular. FETÖ’nün başındaki Pensilvanyalı hainle, ilk Haçlı seferini başlatan Papa arasında fark yoktur. Bunların içi cani, dışı adidir. Bunların görünüşü vaiz, gerçeği vandaldır”
ABD ve Avrupa'nın FETÖ’nün avukatlığına soyunduğunu, bu tablonun suç ortaklığını gün gibi ortaya çıkarttığını belirten MHP lideri, ”Ne var ki, asıl suçlu, asıl katil, asıl hunhar suikastçı Pensilvanya’dadır. Gülen Türkiye’ye neden iade edilmemektedir? ABD niçin, ülkemizin taleplerini kulak ardı yapmaktadır? Biz bunu nasıl okuyalım, nasıl yorumlayalım? Almanya’ya baksanız, o da aynı havadadır. Tencere dibin kara, seninki benden kara, durum budur. Almanya Anayasa Koruma Teşkilatı Başkanı, FETÖ’cülere yönelik delillerin yetersiz olduğunu yüzsüzce iddia etmektedir. Delil 15 Temmuz’dur. Delil 248 şehidimizin dökülmüş kanıdır. Belge tüm Türkiye’dir. Alman yetkililer yine diyor ki; Türkiye dışında hiç kimse darbe girişiminden FETÖ’nün sorumlu olduğuna inanmıyormuş. O zaman 15 Temmuz’un azmettiricisi kimdir, failler nerededir? Mahkemelerde ifade veren teröristlerin Pensilvanya’yı işaret etmeleri duyulmamış mıdır? Darbe gecesi İstanbul Büyükada’da hangi ülke ajanları Türkiye’nin yıkımı için tezgah kuruyordu? 15 Temmuz’da FETÖ izini silmeye çalışanlar kimlerse, darbe ihale ve tembihini yapan alçaklar da onlardır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu kadar zalim karşısında tek yürek olmak zorunda olduğunu ifade eden Bahçeli, AK Parti ile ortak hareket etmelerine kulp takıp iftira attıklarını, özellikle MHP’nin geçmişine yüz çevirmekle suçlandıklarını söyledi. Bahçeli, “Ne yapmak istediğimizi anlamakta zorlandılar. 2007’den itibaren iyice yüzeye çıkan, 15 Temmuz’dan sonra kaçınılmaz hale gelen hükümet etme sistemi değişikliğine akılları ermedi, zekaları yetmedi. Zira oturdukları ahır sekisi, çağırdıkları İstanbul türküsüydü. Milli beka gibi bir dertleri yoktu. Terörizm gibi bir meseleleri görünmüyordu” diye konuştu.
Bugünkü şartlarda Türkiye’nin zorda olduğunu, sistemsel tahribatın Türkiye’nin ayağından çekiştirdiğini belirten Bahçeli, “Yeni bir toplum sözleşmesiyle çekişmeler bitmelidir. 18 maddelik anayasa değişiklikleriyle çürüme bitirilmelidir. Kaybedecek zaman yoktur. Çekinecek hal yoktur. Buna gerek de yoktur. Evet, çözülmeye settir. Evet, çöküşe engeldir. Evet, büyümeye, gelişmeye, güçlü Türkiye’ye vizedir. Düşmemizi bekleyenler çoktur. Tökezlememizi dileyenler kalabalıktır. Türkiye’nin bölgesinde etkin ve dişli olması içimizi ve dışımızı saran müptezelleri kaygılandırmaktadır” dedi.
Suriye’deki gelişmelere dikkat çeken Bahçeli, Suriye merkezli yaşanan hadiselerin ibretlik ve endişe verici olduğunu belirtti. Görünürde birbirine rakip olan ABD ve Rusya’nın açıkça terör örgütlerinin hamiliğine soyunduğunu, Türkiye’nin El Bab’da verdiği destansı mücadelesinden rahatsız olanların kol kola girdiğini ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
“Şayet mesele IŞİD’e karşı mücadeleyse Türkiye’nin yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekâtı her kesim tarafından takdirle karşılanmalıdır. Nitekim bu barbarlara, bu canilere karşı şimdiye kadar en yoğun mücadeleyi vermiş olan da Türkiye’dir. Ne var ki şeklen dost ve müttefik olduğumuz her ülke kahraman Mehmetçiğin Suriye’deki varlığından rahatsızdır. Terörizmle mücadelede Türkiye’ye karşı ikiyüzlü davrananların maskesi düşmüştür. Bunlar IŞİD’i yok etme pahasına bir başka terör örgütü olan PYD-YPG’yi desteklemektedir. Unutulmasın ki, terör, terörle yok edilemez. Bunun örneği dünya üzerinde görülemez. Vahşetin çözümü vahşilikte aranamaz. Terör konusunda çivi çiviyi sökmez, iki yanlış bir doğru etmez. İnsanlık suçu, bebek katillerinin kanlı elleriyle örtülemez. Terör örgütlerinin hiçbir girişimi meşru kabul edilemez. Terörü politik araç olarak görenlerin tuttukları paslı silah ters teper, bumerang gibi kendilerini vurur.”
Ortadoğu ve İslam coğrafyası üzerinde çirkin ve kanlı bir oyun tezgahlandığını, bugün yaşanan şartların 1919 ile aynı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Irak’ta, Suriye’de milyonlarca Müslüman hayatını kaybetti. Hala kayıplar devam ediyor. Araplar ölüyor. Türkmenler katlediliyor. Ortadoğu’da insanlık hiçe sayılıyor. Yıllardır Ortadoğu’ya demokrasi getireceğiz diyenler komşu coğrafyalarda yanan ateşin, kanayan yaranın baş sorumlularıdır. Amaç esasen demokrasi ya da insan haklarının tesisi değil, Ortadoğu ve ülkemizin sınırlarının değiştirilmesidir. Müslümanlar üzerinde son derece çirkin ve kanlı bir oyun tezgâhlanmaktadır. Bölgesel ve küresel karanlık planların icrası için Türkiye’nin durdurulması, oyalanması, içine kıvrılarak buhrana düşmesi kurgulanmıştır. Bunun için terör örgütleri kışkırtılmaktadır. Bunun için teröristler kudurmuş gibi üzerimize salınmaktadır. Şartlar 1919’a benzemektedir. Dayatılan yeni Sevr’dir. Desteklenen bir nevi Mondros rezilliğidir. İstenen bağımsızlığımız, varlık haklarımızdır. Hedeflenen bu topraklardan çıkarılmamızdır. Türk milletinin şah damarını kesseler rahatlayacaklar. Çevresiyle tarihi ve kültürel bağlarını kopartsalar huzura erecekler. Yok öyle yağma, bunu hiçbir mihrak başaramayacaktır. Buna hiç kimsenin gücü yetmeyecektir” diye konuştu.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Haritalarla oynuyorlar, Türk-İslam âlemini kafeslemeyi hedefliyorlar. Milli hatıra ve emanetlerimize leke sürmek için gece gündüz mesai harcıyorlar. Pasifik’te birbirine kılıç çekenler, Ortadoğu’da süngü indiriyor. Avrupa’nın doğusunda kayıkçı kavgasına tutuşanlar, Ortadoğu’da kucaklaşıyor. Kim bunlar, elbette ABD ve Rusya’dır. Ki bunlar Menbiç’te yanlarına Esad’ı da alarak Türkiye’ye karşı sinsi bir ittifak kurmuşlardır. Kerkük tahrip edilmektedir. Musul inim inim inlemektedir. Türkmenler hedeftedir. Müslümanlar ölüm tünelindedir. Eğer ki, Fırat Kalkanı Harekâtı kırılırsa Diyarbakır riske girecektir. Terörizm yanı başımızda devletleşir, ihanet koridoru Akdeniz’e ulaşırsa Ankara’nın kuşatması tamamlanmış olacaktır. Buna izin veremeyiz, buna sessiz kalamayız. PKK-PYD-YPG’yi muhafaza altına alma emeli güdenlerin hevesleri boşunadır. Sınırlarımızın ötesinde oluşturulmak istenilen terör kuşağına asla geçit vermeyeceğiz. Bu habis senaryonun arkasında gizlenen projeleri de asla kabul etmeyeceğiz. Bizi kimse sindiremez. Bize kimse diş geçiremez. Türk milletine tehdit sökmez, tuzak işlemez. Şayet birileri yeniden haçlı seferi dalgası yapmak istiyorsa, unutmasınlar ki Kılıçarslan’ın torunları hala hayattadır. Türklük şuurunun İslam ahlak ve faziletiyle kemikleşmiş iradesinin ilk günkü heyecanı korunmakta ve yaşatılmaktadır. Türk milletinin kuşatmaları yarmakta, kirli ve sinsi oyunları bozmada usta olduğunu muhataplarına Ordu’dan hatırlatmak isterim.”