Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Aşımızı, kederimizi, sevincimizi bölüşürüz ama bu vatanın bölünmesine asla izin vermeyiz" dedi.
ERKHABER / ERZURUM - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Erzurum Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezi'ndeki 'Doğu Anadolu Bölgesi Bakanlık Koordinasyon ve Sektörel Ortak Akıl Toplantısı'na katılarak açıklamalarda bulundu.
Ortak Akıl Toplantısında konuşan Bakan Faruk Çelik, "Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaşananları ibretle izliyorsunuz. Bu güzel ülkemizle ilgili hesabı olanlar var ve olacak. 22 milyon kilometre kare alana hükmederken şimdi 780 bin kilometre kareye hükmediyoruz. Bu coğrafyada hesap kitap yapanları hesap etmemiz gerekiyor. Dayanışmadan vazgeçmeyeceğiz, huzurumuzdan ve kardeşliğimizden taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Dost düşman Erzurum'dan duysun. Yine bilsinler ki biz işimizi, aşımızı, kederimizi sevincimiz bölüşürüz ama bu vatanın bölünmesine asla müsaade etmeyiz" dedi.
"AKDENİZ VE EGE, DÜNYA'NIN EN BÜYÜK MEZARLIĞI OLDU"
Mülteci sorununa ilişkin açıklamalar yapan Faruk Çelik, "Yanı başımızda zalim, 400 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Hala on binlerce insan can güvenliğinden yoksun yaşıyor. Evsiz barksız, geleceğinden bihaber milyonlar yaşamını sürdürüyor. Vatan sahibi olmak bir bayrak altında olmak ne güzel şey. Vatansızlığı yanı başımızda görüyoruz. Birilerinin gidecek yeri var bizim yok. Buradayız, burada olacağız, herkes böyle bilsin. Bu yanlış uygulama neticesinde Akdeniz ve Ege'nin dünyanın en büyük mezarlığı olduğunu görüyoruz. Deniz en büyük mezarlık haline geldi. İnsanlar kendilerini kurtarabilmek için denizlere atlıyor ve neticesini insanlık olarak utançla izliyoruz. Çağ bilgi çağı deniliyor ama terör çağına dönüşmüş durumda" diye konuştu.
"PARA GANİ İNSANLIK HANİ, SEFALETLE SEFAHAT YAN YANA"
Bakan Faruk konuşmasında şunları söyledi:
"Çatışmalar ve terör faaliyetlerinin dışında 34 ülke açlık tehlikesiyle karşı karşıya. 2 milyar insan geçim derdinde. Dünya'da 62 kişinin serveti 3.5 milyara denk. Yani dünya nüfusunun yarısına denk gelecek şekilde. Sefaletle sefahatin yan yana duruyor. Dünya diken üstünde. Dünya'nın çivisi çıkmış durumda. Biz bu dengeler bozulmaz diye zannediyorsak bunun sigortası uluslararası kuruluşlardır. Bunların da çözüm yaptığını söyleyemeyiz. Anca istatistik ve rakamlarla uğraşıyorlar. İnsan hayatı değil bunlar için çıkar ön planda. Menfaatler çıkar politikaları ön planda. Üç buçuk milyon Suriyeli burada. Bereketli coğrafyamız var. Kimse bize demiyor ki Türkiye nasıl yapıyor bunları. Batı diyor ki 5 bin 10 bin kişi alabiliriz. Belirli bir takvimde alırız diye hesap peşindeler. Zalimi oradan gönderip huzur temin etmek varken bu hesaplarla uğraşıyorlar. Parayla nasıl engelleriz diyorlar. Bu bize meşhur söz olan 'Para gani insanlık hani' sözünü hatırlatıyor."