ERKHABER / ERZURUM - Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Geleceğin en büyük sorunu ve ihtiyacı kesinlikle su olacak” dedi. “İklim Değişikliği Eylem Planı” çalıştayının dördüncüsü Erzurum’da yapıldı. Genel Koordinatörlüğünü Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı'nın yaptığı, Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Atatürk Üniversitesi ile Türkiye Erozyonla Mücadele Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın (TEMA) da katkılarıyla gerçekleştirilen çalıştayın ana temasını “Su Yönetimi” oluşturdu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “İklim Değişikliği Eylem Planı” çalıştayında yaptığı konuşmada, suyun önemine vurgu yaptı, Erzurum’daki su yönetim politikalarını anlattı. Suyun sadece insanları değil, tüm canlıların yaşamını doğrudan etkisi altına alan vazgeçilmez bir kaynak olduğunu dile getiren Başkan Mehmet Sekmen, bu yüzden suya ve su kaynaklarına sadece biyolojik bir ihtiyaç gözüyle bakmanın yanlış olacağının altını çizdi.
“Küresel ısınma çölleşmeye neden olacak”
Hızla artan dünya nüfusu, sanayileşme ve sosyo-ekonomik gelişmeler nedeniyle suya olan ihtiyacın sürekli arttığını vurgulayan Başkan Sekmen, “Bu durum aynı zamanda sahip olduğumuz su kaynaklarını da doğrudan tehdit etmektedir. Çünkü su kaynaklarının karşısındaki en büyük tehditlerden birisi de, kuşkusuz küresel ısınma ve iklim değişiklikleridir. Kaldı ki, küresel ısınma yüzünden su kaynaklarının hızla azaldığı bilimsel bir gerçek olduğu gibi; bu sürecin sonunda karşılaşılacak en büyük sorunun çölleşme olacağı da bilinmektedir. İşte tam da bu noktada su yönetimi devreye giriyor ki; bu da sürdürülebilir yaşam için artık büyük bir zaruret halini almıştır” diye konuştu.
“Bu sorun küresel ölçekte bir sorun”
“Gelecekte eğer su krizi yaşamak istemiyorsak; suyumuza şimdiden sahip çıkmamız, su kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmamız gerekiyor” diyen Sekmen, “İlaveten çeşitli dönüşüm yol ve yöntemleriyle suyu farklı amaçlarla da olsa, yeniden kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyor. Hepimiz, bu sorunun yerel ölçekte bir sorun olmadığını biliyoruz. Bu sorun küresel bir sorun ve özellikle de ülkemizi çok yakından etkileyecek bir sorun. Ama şu da bir hakikat ki; bu sorunla mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek olan adımların yerel yönetimler tarafından atılması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri gibi; Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede başarıya ulaşılabilmesi için öncelikle yerel düzeyde eyleme geçilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Erzurum’daki Su Yönetim Politikaları
Erzurum Büyükşehir Belediyesi olarak bu yönde attıkları ilk adımın; su kayıplarını ve kaçaklarını en asgari düzeye indirmek olduğunu anlatan Sekmen, “Dolayısıyla sadece şehrimizin merkezinde değil, tüm ilçelerimizde bu bağlamda altyapı seferberliği başlatılmış ve içme suyu hatları yenilenerek kayıp miktarları önemli ölçüde azaltılmıştır. Bununla birlikte, altyapı planlamamızın bir parçası olan yağmur suyu sistemiyle de, doğal su kaynakları oluşturulmasına imkân sağlanmıştır. Erzurum’da kurduğumuz Atık Su Arıtma Tesisimiz sayesinde bugün kanalizasyon sularını dahi Avrupa standartlarında arıtabiliyor ve sulama suyu olarak kullanabiliyoruz. Böylece hem doğayı koruma altına almış ve hem de sulama suyu ihtiyacını çeşitli geri dönüşüm teknikleriyle karşılamış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Erzurum’un suyu Avrupa standartlarında”
Konuşmasında Erzurum’da kurulan göletlere de dikkat çeken Sekmen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erzurum’da tarımsal üretim gibi, hayvancılık faaliyetleri de çok yoğun bir biçimde yapılıyor. Biz bu alanda ihtiyacı hissedilen su kaynakları için de seferber olmuş durumdayız. İl genelinde yaptığımız göletlerin sayısı 350’yi aştı; bu yolla eriyen kar sularının yanı sıra yağmur sularını tutuyor ve yıl boyunca tarım ve hayvancılık yapan üreticilerimizin istifadesine sunuyoruz. Bunların yanında Erzurum’un içme suyu ihtiyacını karşıladığımız Palandöken Barajı’nı sahip olduğumuz en önemli su kaynaklarından birisi olarak değerlendiriyor. Deyim yerindeyse bir gram suyu dahi israf etmiyoruz. Sahip olduğumuz Avrupa standartlarındaki İçme Suyu Arıtma Tesisimiz sayesinde doğal su kaynaklarımızı maksimum düzeyde değerlendiriyor, hatta bu yolla yenilenebilir başka enerji kaynakları da oluşturuyoruz. Şurası çok açık ve net: Erzurum’un, önümüzdeki 50 yıl boyunca ihtiyaç duyacağı su, kesinlikle mevcut durumda. Ve fakat bu demek değil ki; bizler 50 yıl boyunca suyu dilediğimiz gibi kullanacağız. Biz, suyu ve su kaynaklarımızı en doğru ve en verimli biçimde nasıl kullanırız; sürekli bunun planlamasını yapıyor ve adımlarımızı da ona göre atıyoruz. Kuşkusuz yol haritamızı da; “İklim Değişikliği Eylem Planı” doğrultusunda hazırlıyoruz.”