Erzurumspor’un ekonomik sorunlarla mücadele ettiği herkesin malumu…
Transfer tahtası kapalı olduğu için transfer yapamayan ve mevcut oyuncularıyla bugüne kadar gelen Erzurumspor’da parasal sorunlar son dönemlerde yeniden baş göstermeye başladı…
Kulüp Başkanı Ahmet Dal, Onursal Başkan Mehmet Sekmen’in destekleriyle bugüne kadar çok büyük sorun yaşamadan getirdi…
Ancak 6 Şubat’ta tüm Türkiye’yi yasa boğan asrın felaketi sonrasında Mehmet Sekmen ve Büyükşehir Belediyesi tüm imkanlarıyla afet bölgesine yoğunlaşınca, işler çok da yolunda gitmemeye başladı…
Bu sezon ilk kez primler gecikti…
Denizlispor ve Bodrumspor deplasmanlarında alınan 1 galibiyet ve 1 beraberliğin primleri bu sezon ilk kez yönetimi zora soktu…
Malum bir de stadyumun deprem riski nedeniyle kapatılması sonucunda 7/24 deplasmanda olan ve bunun ciddi mali külfeti ile mücadele eden Başkan Dal için bu günler hiç de kolay geçmiyor.
1 milyon TL’yi aşan prim borcunu Altay maçı öncesinde ödeyebilmek için de birçok kapıyı çalan Kulüp Başkanı Ahmet Dal maalesef hiçbirinden olumlu yanıt alamadı…
Futbolcuların da kritik Altay maçı öncesinde haklı olarak prim beklentisi içerisinde olduğunu bilen Dal, son çare olarak bir büyüğünü arayıp, destek istedi, kasa kolaylığı sağlamasını rica etti…
Ve aradığı o kişi, hiç tereddüt etmeden, “Ne demek Ahmetciğim, siz Erzurum için çırpınıyorsunuz, biz de size elimizden geldiğince destek olmak zorundayız” dedi ve 1 milyon 250 bin TL’yi anında kulüp hesaplarına aktardı…
İşte o Düzgün adam, Düzgün Marketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı İskender Düzgün’den başkası değildi…
Bu olayı duyduğumda, inanamadım…
Zira, onca yaşananlardan sonra, elini taşın altına koymaları benim açımdan çok şaşırtıcıydı…
“Yok canım, yanlışınız var, onlar yapmamıştır” dedim istihbarat kaynağıma…
“Abi yemin ediyorum, Düzgün’den geldi para” cevabını aldım…
Şöyle bir düşündüm…
Erzurumspor’a başkanlık eden oğlu Ömer Düzgün’e yapılanları, dolayısıyla Düzgün Marketler’in idam sehpasına çıkarılmasını, “gitmeyin o markete” kampanyalarını hatırlayınca, “Yok canım, yapmazlar” diyorsun…
Ama araştırdım ve doğrulattım…
Hakikaten tek bir telefonla, araya aracı, ricacı falan girmeden İskender Düzgün, Altay maçı öncesinde olası bir krizi önlemek amacıyla 1 milyon 250 bin TL’yi kulübün hesabına göndermiş…
Eminim, bu durumu da “ne olmuş ki, verecekler” türünden yaklaşımla basite alacaklar, yine bu vesileyle Ömer Düzgün’ü eleştirecekler olacaktır…
Ancak benim açımdan bu durum öyle basite alınacak bir hadise değil…
Bu İskender Düzgün’ün ve Düzgün Ailesi’nin memleket sevdasını ortaya koyuyor…
En azından onların yerinde ben olsam, “asla yapmazdım” diyeceğim bir işin altına imzalarını atmışlar…
Hakikaten ben yapmazdım…
Eleştiriler baştacı ama sayısız hakarete ve linçe maruz kaldıktan sonra, Erzurumspor için elini taşın altına koyan İskender Amca’ya verdiği “adamlık” dersi için şahsım adına teşekkür ediyorum…
Demek ki, memleket sevdası kızgınlıkların, öfkenin önüne geçmeliymiş ve bunu bize öğrettin İskender Amca…
İnşallah bu yaklaşımın, Erzurumspor ile olaylı ayrıldıktan sonra kılını dahi kıpırdatmayan ve “küstüm, oynamıyorum” diyen eski başkan ile yöneticilere de bir ders olur…
DÜZGÜN Ailesine teşekkür ediyorum. Ayrıca Ömer beyin emeklerini unutmak mümkün değil. Erzurumlular Düzgün Market Alış/Veriş yaparak destek olmaya davet ediyorum.
Tebrik ederim. Sağolsun
Ve Erzurumspor için 1 kuruşa dahi kiymayan adamları için bu düzgün hain. Bizim asıl meselemiz işte bu nankörlük Erzurum hiçbir alanda ileri gitmiyor oluşunun asıl sebebi bu nankörlüktür.
Orkun bey biz herseyden önce taraftar olmayı ögrenmemiz ve sonrasinda başarı beklememiz gerekiyor.Daha önceleri futbolcuları tribüne çağırıp sırt dönmeler,gelene gidene küfürler etmeler,sahaya ne bulursa atmalar,daha mac başlamadan anonsu isliklama,maçtan önce hakeme küfürler bu zihniyette taraftar olmaz bizim önce kafayı düzeltmemiz lazim memleket olarak yoksa hiç kimse bizi ne süper lig,ne de tff lig görmek istemez