Erzurum’un en büyük hastalığı bence “Yengeç Sepeti Sendromu”, bu yüzden bir arpa boyu ileriye gidemiyoruz. Birbirimize destek olmak yerine, önüne set çekip, paçasından tutup al aşağı etmeye bayılıyoruz.
Aziz Nesin’in insanları anlatırken yaptığı bu tarif; Hırsın, kıskançlığın, bir birini çekemeyen insanların, nasıl diğerlerinin ayağını kaydırmaya çalıştığının, alaşağı etmek için verdiği uğraşın açık bir örneği.
Nedir bu “Yengeç Sepeti Sendromu” hemen anlatayım. Bu sendrom yükselen kişiyi aşağı çekme sendromu olarak da bilinir. Hikayesi şöyle; Sepete yalnız başına avlanarak konulan bir yengeç, sepetten rahatlıkla çıkabilir, ancak sepetteki yengeç sayısı arttıkça, sepetin üstü kapatılmaz. Çünkü sepetten çıkmak isteyen yengeci diğer yengeçler kıskaçları ile yakalayarak, aşağı çeker. Sepetten hiçbir yengeç, çıkamaz. Çıkmak isteyen yaralanır, yengeçler arkadaşlarını yukarı itmek yerine aşağı çekerler. Ben çıkamıyorsam sende çıkma anlayışı.
Ben başaramıyorsam, sen de başarama mantığı.
Tanıdık geldi mi?
Son günlerde Olgun Gür içinde aynı mantık işletilmeye çalışılıyor. Ben başarılı değilim O’da olmasın. Ben yapamıyorum, O’da yapamasın. Yalanla, iftirayla, tek bir araştırma yapmadan, muhatabını aramadan, bilgi almadan, büyük bir iş yapıyormuş gibi, söylenenleri masa başında oturup, güya kamu yararını gözetiyormuş gibi böbürlenerek yazmak, yengeç sepeti sendromu değil de nedir?
Neymiş efendim 2. Organize Sanayi Bölgesinde Olgun Gür tarafından yapılan ve bu inşaat firması için küçük sayılabilecek bir işte fabrikalarda hasar oluşmuş. Horasan’da halı dokunduğunu duymuş ama, enine mi boyuna mı bilmiyor.
El vicdan diyerek kaleme almıştık.
Bir daha anlatalım.
Belki bu sefer anlarlar. 2. OSB’de Olgun Gür, Avan projede yönetim ne istemişse eksiksiz yaparak teslim etmiş. Zeminin sorunlu olduğunu, fore kazık yapılmadan bu binaların ileride sıkıntı çıkarabileceğini söylemesine rağmen, idare, “bir an önce yapmamız gerekiyor, yoksa firmalar başka bir şehirde yatırım yapacak. Fore kazık için ikinci bir ihale gerekiyor, buna ne bütçemiz nede zamanımız var” deyip. Avan projeyi uygulatmış.
Şimdi OSB’de ki zeminin bütün sıkıntısını Olgun Gür’e kesmek en basit deyimiyle vicdansızlıktır!
Masa başında oturup ahkam kesenler, bir zahmet 2. OSB’ye giderse, Olgun Gür tarafından yapılmayan, Okul binasındaki, özel sektöre ait onlarca fabrikalardaki, yollardaki, hasarı görecektir!
2. OSB’de zemin sorunlu ve yönetim bu zeminin koşullarına uygun proje hazırlamamış. Müteahhit uyarmış, yönetim olsun sen yine de böyle yap demiş. Şimdi elinizi varsa vicdanınıza koyup bir kez daha düşünün.
Merak ediyorum, “Elini çamura batırıp, insanların sırtına sürenler”, Olgun Gür İnşaat firmasını hiç araştırma gereği duymuşlar mı? Ben yine de anlatayım.
Olgun Gür Erzurum’un marka değeri olan nadir İnşaat firmalarından biri. Bu güne kadar, Kamuya yüze yakın iş yapıp teslim etmiş. Aldığı ihaleleri, zamanında ve eksiksiz teslim etmiş.
Birkaç örnek vereyim mi?
Mesela Kızılay’ın dağdaki otelinin müteahhitti Olgun Gür. Aşkale’de 16 derslikli okul ve 300 kişilik yurt inşaatının, Palandöken’de 24 derslikli Anadolu Lisesinin, Erzincan’da çok amaçlı spor salonunun, Erzurum Teknik Üniversitesi’nin Lojmanlarının, Yıldızkent Kültür Merkezinin, Ağrı’da 16 derslikli ortaokulun, Horasan Hükümet Konağı’nın, Tekman’da 200 kişilik öğrenci yurdunun, Hilalkent’te İmam Hatip Ortaokulu’nun, Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü’nün lojman ve misafirhanelerinin, İstasyon mahallesinde 24 derslikli Kocatepe İlkokulu’nun, Ardahan Üniversitesinin Kreş ve Ana okulunun, Yunusemre’de Barbaros Hayrettin Paşa İlkokulu’nun, Erzurum’da Yurt – Kur tarafından yaptırılan 750 kişilik öğrenci yurdunun, Rize’de 250 kişilik öğrenci yurdunun, Erzurum Yeni Arkeoloji müzesinin, Zonguldak Sosyal Güvenlik kurumu binasının, Ağrı Fizik Tedavi Hastanesinin müteahhit firması hep Olgun Gür. Bunlar aklıma gelenler. Türkiye’nin dört bir tarafında yaptığı yol işlerini saymıyorum bile.
Erzurum’un marka değeri olan Olgun Gür’ün kamuda yol yapım işinde 256 milyon, bina işlerinde 589 milyon iş bitirmesi olduğunu biliyor musunuz? Araç parkında 113’ün üzerinde iş makinesi olduğunu, ISO 14001, ISO 9001, OHSAS 18001, ISO4501 kalite standart belgelerine sahip olduğunu, 2 binin üzerinde insana iş istihdam olanağı sağladığını biliyor musunuz?
Yukarıda onda birini bile yazamadığım, kamuya yaptığı yüzün üzerindeki işleri zamanında eksiksiz teslim ettiği için takdirnameler aldığını, tercih edilen müteahhit firmalardan biri olduğunu biliyor muydunuz?
Şimdi 2. OSB’nin zeminin sağlıklı olmaması, ve projenin idare tarafından zemine uygun hazırlanmaması, yüzünden oluşan hasardan ötürü Olgun Gür’ü suçlamak ne kadar doğru? Kaldı ki hiç üzerine vazife değilken, oluşan hasarın onarımını da hiçbir ücret talep etmeden yapan yine Olgun Gür.
Neyse ben ne anlatsam, Sepetteki yengeçleri ne kadar ittirerek sepetin dışına çıkarmaya çalışsam da, siz görmeyeceksiniz ve kıskaçlarınızla yakalayıp, sepetin içine çekmeye çalışacaksınız. Tıpkı geçmişte bu şehirde, iş hacmini büyüten, marka olma yolunda ilerlerken, diğer iş insanlarına yaptığınız gibi.
Şimdi bu yazımdan ötürü, sırf sizinle aynı düşünmediğim için beni de hedefe koyabilirsiniz.
Olsun ben 10’ncu köyümdeyim…
Karadayıyı yedik
Etrafında bu kadar kendini bilmez yobaz insan varken ilerlemek başarının kendisidir. Ülkemize yobaz insanda lazım başarının ne olduğunu görülebilmesi için.