Aşkale Çimento CEO'su Fatih Yücelik konuştu ama sadece istediği konulara cevap verdi, merak edilen onlarca soru yine cevap bulamadı!
ERKHABER / ERZURUM - Aşkale Çimento’nun 30 yıllık tarihinde ilk kez bir genel kurulun ertelenmesine neden olan tartışmalar ve iddialar gündemdeki sıcaklığını korurken, Aşkale Çimento CEO’su olan Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik’in oğlu Fatih Yücelik bir açıklama yaptı. Aşkale Çimento’da yaşananları, hissedarların endişelerini, kamouyunda dolaşan iddiaları haberleştiren yayın kuruluşları yerine, kendilerine yakın medyaya servis edilen açıklamalarda CEO Yücelik, merak edilen birçok soruyu yine cevapsız bıraktı.
ERKHaber ve Erzurum Ekspres’in genel kurul öncesinde hissedarların gündeminde olan ve kamuoyunda kulaktan kulağa fısıldanan iddialarla ilgili yönelttiği soruların büyük çoğunluğuna cevap vermediği gözlenen CEO Yücelik’in açıklamalarını objektif yayıncılık anlayışı gereğince, yazılı beyanları bizlere ulaştırılmamasına rağmen yayınlayacağız.
Ancak öncesinde Aşkale Çimento’daki soru işaretlerinin artık son bulması, cevapsız soruların ortalıkta dolaşmaması adına kamu adına, hissedarların adına sorduğumuz soruları tekrar hatırlatalım ve bu soruların cevabını beklediğimizi ifade edelim:
İşte cevaplanması amacıyla baba-oğul Yücelikler’e yönelttiğimiz sorularımız işte bunlardı…
Ancak Yücelikler, kendilerine yakın basın kuruluşlarına gönderdikleri yazılı açıklamalarda bu soruların büyük çoğunluğuna cevap vermezken, bazılarında da “net” olmaktan uzak cevaplar vermeyi tercih etti.
Tarafsız yayıncılık ilkesi gereği, her ne kadar bizlere ulaştırılmamış olsa da, Fatih Yücelik tarafından “belli” medyaya servis edilen açıklamalarını ve kendisine genel kurul öncesinde yönelttiğimiz ve halen daha cevapsız kalan sorularımızı bir kez daha kamuoyunun ve hissedarların yorumuna sunuyoruz…
İşte Fatih Yücelik’in açıklamaları, yorum kamuoyunun…
Erçimsan’ın ya da Aşkale Çimento’nun ödeyemeyeceği derecede yüksek bir borçluluk durumu yoktur. Türkiye’de üretim yapan diğer tüm sanayi şirketleri gibi, kredi imkânlarından faydalanmış ve bugün de pek çok şirketin başaramadığı bir şeyi başararak tüm borç yükümlülüklerini finansal yeniden yapılandırma ile Türk Lirasına çevirmiş ve uzun vadeli bir ödeme takvimine bağlamıştır. Borsaya açık olup da KAP üzerinden bu tür gelişmeleri paylaşan tüm şirketler de bu şekildeki bir gelişmeyi olumlu bir haber olarak duyururlar. Söz konusu Erçimsan olunca, yerel basında sürekli aynı kişiler tarafından bunun kötü bir şey gibi lanse edilerek sürekli eleştiri konusu olması iyi niyetten uzak bir tavırdır. Kaldı ki, Türkiye’nin sayılı büyüklükteki şirketlerinden birinin ticari itibarıyla ilgili bu kadar asılsız ve olumsuz bir algı oluşturulma gayreti, her şeyden önce bu şirkette hisse sahibi olan Erzurumlu hemşehrilerimizi de zarara uğratmaktan başka bir işe yaramaz. 30 yıldır dünya markası olma yolunda adımlar atan şirketimize ve yönetimine atılan bu iftiralar için yasal yollara başvurulmuştur.
“EL KOYMA DİYE BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Diğer taraftan, dördü entegre fabrika olmak üzere 6 çimento fabrikasıyla sürekli üretim yapan ve ürettiğini satarak kâr elde eden bir grup şirketi olarak, varlıklarımızın borçlarımızı ödemeye yetmemesi gibi bir durum olası değildir. Kaldı ki, bugün uluslararası geçerliliği olan yöntemlerle fabrikaların değerlemesi yapıldığında, mevcut tesislerimizin değeri toplam borcumuzun oldukça üzerindedir. Kredileri yeniden yapılandıran Bankanın Trabzon’daki arsamıza el koyduğu yönündeki iddiaları ortaya atanların ise, hayatlarında hiç ticari faaliyette bulunmadıklarını, faiz yükünü düşürme maksatlı rutin bir işlemden haberdar olmadıklarını ve geri alım hakkı önceliğinin ne anlama geldiğini bilmediklerini anlıyorum. El koyma diye bir durum söz konusu değil.
“KAMU YATIRIMLARINDAKİ BÖLGESEL AZALMA- ÇİMENTOYA TALEBİ AZALTIYOR”
Ben hayallerle ya da afaki cümlelerle değil, somut ve net rakamlarla konuşmayı tercih ederim. Bu rakamlar da gizli saklı rakamlar değil. Bizzat devletin resmi olarak yayınladığı rakamlardır ve isteyen herkes açıp doğruluğunu teyit edebilir. Türkiye, çimento üretim miktarı açısından uzun yıllardır Avrupa’nın lider ülkesi olduğu gibi, 2022 yılında Dünya’nın lider ihracatçısı konumuna geldi. 119 milyon tona ulaşmış üretim kapasitemize rağmen, sektör olarak 2021’de 79 milyon ton, 2022’de 73 milyon 708 bin ton üretim gerçekleştirmişiz. Ancak, 2021’de 60 milyon ton olan iç satışlar, 2022’de 54 milyon 610 bin tona gerilemiş. Yani, ülkemizde bir yılda ciddi bir talep daralması yaşanmış ve üretimde % 6,6, iç satışlarda % 9,3’lük düşüş meydana gelmiş. Bizim üretim yaptığımız Doğu Anadolu Bölgesinde, 2022 yılındaki daralma ise % 26,6’ya ulaşmış. Buradaki sıkıntı üretim kapasitesi ya da üretememiş olmak değil. Çimento’nun büyük alıcısı, kamu yatırımları olduğu için, kamu yatırımlarındaki bölgesel azalma, ister istemez çimentoya olan talebi de azaltıyor.
“TAM KAPASİTE ÇALIŞMADIĞIMIZ İDDİAALARI DA YANLIŞ”
Aşkale Fabrikasının tam kapasite çalışmadığı da, bu sebeple İran’dan Erzurum’a çimento getirildiği iddiaları da yanlış. TÜİK’in resmi verilerine göre 2020 ve 2021 yıllarında İran’dan Türkiye’ye gelen çimento miktarı sıfır. Yazıyla da sıfır, rakamla da sıfır. 2022 yılında, İran’dan tüm Türkiye’ye sadece 1400 ton çimento, 168 ton da klinker getirilmiş. Bahsettiğimiz miktar, bir yılda bütün Türkiye’ye ithal gelen İran çimentosu. Bugün Aşkale fabrikamızda bir fırınımızın kapasitesinin günlük 3400 ton olduğu dikkate alındığında, İran’dan Türkiye’ye bir yılda gelen çimento miktarı, bizim Aşkale fabrikamızın birkaç saatlik üretimine denk geliyor. Aşkale fabrikamızda bahsettiğim 3400 ton günlük kapasiteye rağmen, biz şu an günlük 3800 ton üretime çıktık. Az önce de bahsettiğim gibi, konu üretebilme problemi değil, tamamen iç talepten kaynaklıdır. Bugün, Erzurum’da ya da fabrikalarımızın bulunduğu yerlerde bir kişi bile çimento bulamıyoruz diyemez, çünkü zaten fazlasıyla üretim mevcut. Ama şunu da ilave etmek gerekir. Bir şirket için üretim nasıl ki belli başlı maliyet kalemlerinden oluşuyorsa, talebi olmayan üretimin de stok maliyeti mevcuttur. Şöyle ifade edeyim. Kömür ve enerji girdileri nasıl ki üretim maliyetinizi artırıyorsa, piyasanın ihtiyacı ve talebinden fazlasını ürettiğinizde de, bu fazla ürünü stok olarak tutmaktan kaynaklı maliyetleriniz de oluyor. Bizim gibi grup şirketleri bu yüzden üretim optimizasyonunu esas alarak çalışmaktadır.
YÜKSEK MAAŞLI 40-50 ÇALIŞAN İDDİASI…
Çok büyük masraflar yapılarak Ankara’da büro tutulduğu ve 40-50 kişinin çok yüksek maaşlarla çalıştırıldığı iddiasının da niye gündemde tutulduğunu ve bu konudan neden rahatsızlık duyanların olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Teşbihte hata olmaz. Bu konuda şikâyetçi olmak, bir insana senin neden iki kolun ve iki bacağın var deyip de şikâyetçi olmak kadar anlaşılması güç bir şey. 1993 yılında sadece Aşkale çimento fabrikasına sahip bir şirket iken, bugün 6 fabrika ve 9 hazır beton tesisiyle Türkiye’nin en büyük dördüncü üreticisi haline gelmiş, enerji şirketi ve atık şirketi başta olmak üzere farklı alanlardaki açılımlarıyla artık adı Dünya’da bilinen bir grup şirketine dönüşmüşüz. Sadece Aşkale Fabrikamızın değil, farklı lokasyonlara yayılmış diğer bütün şirketlerimizin de yönetimini ve koordinasyonunu sağlamak üzere diğer tüm grup şirketlerinde olduğu gibi bir Grup Merkezimiz mevcut. Bu merkezimiz de, kamu kurumlarıyla yoğun şekilde yürütülen işleri sağlıklı ilerletmek üzere Ankara’da bulunmaktadır. Şu an çimento sektörünün en büyük firmalarının pek çoğunun grup merkezleri de Ankara’da bulunuyor. Bunda şikâyete konu olan kısmı anlayamadığım için bu kadar vurguluyorum. Ama, Ankara’da grup merkezi kurabilmek için 40-50 kişilik yeni bir istihdam yapıldığı iddia ediliyorsa, bu tamamen yanlış bir bilgi. Ankara’daki Grup Merkezimizde toplam 42 kişi çalışıyor ve bu kadroların tamamı Aşkale’deki grup merkezimizde bulunan grup çalışanlarımızın Ankara’ya taşınmasından ibarettir.
Ankara’da çalışan arkadaşlarımızın çok yüksek maaşlarla işe alındığı kısmına da değineyim. Bu, her şeyden önce teknik olarak imkânsız. Uluslararası alanda bilimsel olarak çalışılmış iş değerlemesi ve iş gücü zorluğu, piyasanın genel ekonomik durumu, emek ve işgücü dengesi gibi kriterlere göre belirlenen ücret skalalarına tabi olarak ücret belirliyoruz. Fabrikalarımızda ya da Grup merkezimizde çalışanların görev unvanı için belirlenen ücret aralıkları ne ise, bu aralık içinde ücret ödenmektedir. Burada, Ankara’ya grup merkezini taşımış olmanın sürekli olarak gündemde tutulup da bir eleştiri konusu yapılmasının arkasında, bunların dışında başka bir şey varsa, onu da iddiayı ortaya atanlardan öğrenmek lazım.
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN YÖNETİM KURULUNDA BULUNMASINA GEREK Mİ VAR?”
Çimento ve Erçimsan Holding, özel sektör dinamiklerine tabi olarak tamamen profesyonel yönetilen bir özel sektör kuruluşudur. Her yıl ISO 500’de yer alarak Türkiye’nin adını Dünya’da duyuran ve Erzurum’un gururu olan Şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, başarılarımızı Sayın Cumhurbaşkanımıza çok defalar arz edebilmiştir ve Zat-ı Alilerinin de takdirini toplamış bir şirket olarak faaliyetlerimiz devam etmektedir. Şirketimiz, Belediye’nin kendine bağlı olarak kamu hizmeti görmesi amacıyla kurulmuş iştiraklerinden biri değildir. Bir özel sektör şirketi olarak, Genel Kurulun oy çokluğuyla karar alması neticesinde Yönetim Kurulu oluşturulur ve bu Yönetim Kurulu da Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde Genel Kurulu bilgilendirir. Bu noktada, Belediye’nin herhangi bir temsilcisi ya da bir başka hissedarın Yönetim Kurulunda bulunabilmesinin şekli budur. Büyükşehir Belediyesi, Şirketimizin ilerlemesi için herhangi bir destek vermek istiyorsa, bunun için Yönetim Kurulunda bulunmasına gerek mi var? Vergilerini Erzurum için ödeyen, Erzurum’un refahı için gayret eden ve Erzurum’un gururu olmuş böylesine büyük bir Şirkete destek vermek için, Belediye eğer Yönetim Kurulunda yer almayı şart koşuyorsa, buna bir cevap veremem. Biz 30 yıldır nasıl dur durak bilmeden çalıştıysak, yine aynı şekil çalışmaya devam ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi de, Yönetim Kurullarını tamamen kendisinin belirlediği ve bünyesinde bulunan iştiraklerinin ve şirketlerinin faaliyet alanları çerçevesinde Erzurum’un refahı için gayret etmelidir.
Siz Aşkale çimentoyu bırakında belediyenin bol yere yaptığı milyonluk masrafları neden yazıyorsunuz.Aşkale çimentoda usulsüzlük olsa bile bu devletin mahkemeleri var hesap sorma yetkileri onlarda
Neye düstünüz ki peşine öncelikle sekmen beyi ve belediyeyi bi arastırın bakalım ne nereye gitmiş ihaleler kime verilmiş gelir gideri ne