• Büyükşehir-1
GÜNCELHaber Girişi : 20 Mart 2018 14:07

Çanakkale Zaferinin 102'nci yıl dönümünde konuşan Erdoğan'dan idam mesajı

Çanakkale Zaferinin 102'nci yıl dönümünde konuşan Erdoğan'dan idam mesajı
Çanakkale Zaferinin 102'nci yıl dönümünde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbecilerin ve katillerin hak ettiği cezayı alacağını ifade ederek, 16 Nisan'dan sonra idam cezasının onaylanacağı mesajını yineledi.

ERKHABER- Çanakkale Zaferinin 102'nci yıl dönümünde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'nın Çanakkale ruhunun yeniden canlanmasından korktuğunu belirterek, "Onlar bu değişimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Bir asır önce 'hasta adam' diyerek taziyesine geldikleri adamın Çanakkale’de onları nasıl hüsrana uğrattığını unutmamışlar. Yeni sistemin her alanda yeni Çanakkale zaferlerinin yolunu açacağını gayet iyi biliyorlar. Beyhude uğraşıyorlar" dedi. Erdoğan, darbecilerin ve katillerin hak ettiği cezayı alacağını ifade ederek, 16 Nisan'dan sonra idam cezasının onaylanacağı mesajını yineledi.

KARIŞIK

 

Çanakkale Zaferinin 102'nci yıl dönümü törenlerle kutlandı. 18 Mart Stadyumu’ndaki törenlerde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin vatan söz konusu olduğunda gözünün hiçbir şeyi görmediğine işaret ederek, "15 Temmuz’da sokaklara, meydanlara inip, darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikilen bu milletin önünde kim durabilir? Şahadeti göze alanların elde edemeyeceği hiçbir zafer yoktur. Korkaklar zafer anıtı dikemez. Milletimiz cesaretini 15 Temmuz’da F16’lara, tanklara, helikopterlere, silahlara karşı gösterdi. İşte bu millete, bu gençliğe karşı şükran borcumuzu ödemek için 14 yıldır gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık, çalışıyoruz. Türkiye’yi 14 yılda 3 kat büyüterek geri kalmışlık zincirini kırdık. Şimdi hedefimiz, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmektir" dedi.

 

"Güvenlik güçlerimiz çukurlarla ülkeyi böleceğini sanan teröristleri o çukurlara gömdü"

 

2013 yılından itibaren her hadisenin köklü değişimin kaçınılmaz olduğunun habercisi olduğunu anlatan Erdoğan, "17-25 emniyet-yargı darbesi, gücünü milletten almayan çetenin ürünüydü. Milletimizin desteğiyle bu saldırıyı püskürttük. Darbecileri tasfiye etmeye başladık. Bölücü örgütleri devreye aldılar. Daeş denen cani örgüt, diğer yandan PKK kanlı eylemlere girişti. Hendekler, çukurlarla güneydoğuda, benim vatandaşlarımın yaşam hürriyetini elinden aldılar. Güvenlik güçlerimiz çukurlarla ülkeyi böleceğini sanan teröristleri o çukurlara gömdü. Silahlı kuvvetlerimizin değerli temsilcilerine, asker, polis, korucularımıza huzurlarınızda Çanakkale’den şükranlarımı bildiriyorum. Onlar, o çukur kazanları, hendek kazanları şu anda Cudi dağlarında, Tendürek’te ve Bestler derelerinde kazdıkları çukurlara gömüyor. Sınırlarımız dışından saldırarak ülkemizi hedef alan teröristleri ise, Fırat Kalkanı Operasyonuyla gittik, bulundukları yerlerde imha ettik. Bu ülkenin ne teröristlere, ne de onların arkalarındaki güçlerine verecek tek karış toprağı, feda edecek tek bir insanı yoktur."

 

"Milletimiz müsterih olsun, o katiller ve onları destekleyen kim varsa hak ettikleri cezayı alacak"

 

"Her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. İşte bu bizim Rabia’mızdır" diyen Erdoğan, "Bölünmeyeceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. İşte gücümüzü buradan alıyoruz. Kuvvetimizi buradan alıyoruz. Bu şekilde de almaya devam edeceğiz. Ülkemize yönelik bütün saldırıları boşa çıkanlar, 15 Temmuzda bu defa kanlı darbe girişimiyle hedeflerine ulaşmak istediler. Bu millet tankı, topu görünce kaçar, evine saklanır, onlar da ellerini kollarını sallayarak gelip ülkeyi teslim alırlar sandılar. Tabii öyle olmadı. Milletimiz o gece, tarihimizin en büyük kıyamlarından birini gerçekleştirerek, FETÖ ihanet çetesi mensuplarını derdest etti. Şimdi hepsi mahkemelerde hesap veriyor. Yakalandıklarında itiraf ettikleri ne varsa şimdi hepsini inkar ediyorlar. İstedikleri kadar inkar etsinler, ortada 249 vatandaşımızın şahadeti, 2193 vatandaşımızın yaralanması var. Ortada işgal edilmek istenen bir ülke var. Ortada istiklali ve istikbali tehdit edilen bir millet var. O gece dökülen kanın sorumlusu kim, silah arkadaşına kurşun sıkan kim, vatandaşın üzerine tankla topla saldıran, meclis ve külliyeyi özel harekat merkezini bombalayanlar kim? Hepsi de suçüstü yakalandı. Milletimiz müsterih olsun, o katiller ve onları destekleyen kim varsa hak ettikleri cezayı alacak" şeklinde konuştu.

 

"İdamı onaylarım"

 

16 Nisan'dan sonra meclis idam cezasını önüne getirdiği takdirde onaylayacağının altını çizen Erdoğan, "Şu anda karşımda şehit ve gazi aileleri var. 16 Nisandan sonra parlamento inanıyorum ki, inşallah onlarla ilgili idam talebinizin de gereğini yapacaktır. Bu bana geldiği zaman tereddütsüz onaylarım. George, Hans ne diyecek, şu ne diyecek, bu ne diyecek? Hiç birisi bizi ilgilendirmez. Halkım ne diyecek? Hak ne diyecek? Bizi bu ilgilendirir. 15 Temmuz musibeti, bize değişimin kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Hem bu tür musibetlerle bir daha karşılaşmamak ve 2023 hedeflerine, 2053 hedeflerine ulaşmak için ihtiyacımız olan yeni yönetim sisteminin startını verdik" dedi.

 

"Cumhurbaşkanınız her zaman dik durdu, bundan sonra da dik duracaktır"

 

Erdoğan, "Yeni yönetim sistemini anlatmak üzere çalışmaya başladığımızda karşımızda bir tablo bulduk. Terör örgütlerinin hepsi bir oldu. Karşı çıkıyor. Ana muhalefet partisi karşı çıkıyor. Hollanda’nın yönetimi benim dışişleri bakanımın uçuş iznini iptal ediyor. Bayan bakanımı Hollanda’ya sokmuyorlar, atlarını, itlerini benim oradaki vatandaşlarımın üzerine salıyor. Almanya’nın şansölyesi de onun yanında yer aldığını söylüyor. Yazıklar olsun sizlere. Bunların birbirinden farkı yok. Al birini, vur öbürüne. Ne yaparsanız yapınız, bu milleti yolundan çeviremeyeceksiniz. 16 Nisan'da, benim milletim, batının bu yanlış tavırlarına karşı en güzel cevabı, inşallah sandıklarda demokratik bir şekilde verecektir. Kardeşlerim, bütün bu olanlar, inanıyorum ki, herkesi bir yere doğru sevk ediyor. Yurtdışında 3 milyona yakın seçmenimiz var. Bunları engellediler. Varsın engellesinler. Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre, Belçika, Danimarka’sıyla, kim olursa olsun, biliniz ki, cumhurbaşkanınız her zaman dik durdu, bundan sonra da dik duracaktır" ifadelerini kaydetti.

 

"Yeni sistemin tekrar Çanakkale zaferinin yolunu açacağını gayet iyi biliyorlar"

 

Avrupa’nın Çanakkale ruhunun yeniden canlanmasından korktuğunu ifade eden Erdoğan, "Hayır diyenler, açtıkları kapıları evet diyenlere sıkı sıkı kapattılar. Öyle ki, bakanlarımız sürekli salonlarının iptalleriyle, sudan bahanelerle dışlandılar. Kendi konsolosluk binamıza giremedik. Uluslararası hukukta bunların yeri yok. Bakana kapı kapatamazsınız. Eğer böyle giderseniz bunun karşılığını Türkiye’den de bulacaksınız. Türkiye’de yapılan halk oylamasından size ne? Öyle değil. Onlar bu değişimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Bir asır önce hasta adam diyerek taziyesine geldikleri adamın Çanakkale’de onları nasıl hüsrana uğrattığını unutmamışlar. Yeni sistemin her alanda yeni Çanakkale zaferlerinin yolunu açacağını gayet iyi biliyorlar. Beyhude uğraşıyorlar. Yarasalar istemiyor diye güneş doğmaktan vazgeçmez. Onlar istese de, istemese de Türk milletinin yeniden dirilişi kaçınılmazdır" şeklinde konuştu.

 

"Asya’yı Avrupa’ya bağlıyoruz"

 

Çanakkalelilerden referandum için 'evet' sözü alan Erdoğan, "Aslında bugünlerde yaptığım il ziyaretlerinde anayasa değişikliğinin ülkemize neler kazandıracağını uzun uzun anlatıyorum. Yalancıların, iftiracıların ağızlarını kapatmak için anayasa değişikliği maddelerini teker teker izah ediyorum. Çanakkale’de böyle yapmayacağım. Ziya Paşa’nın güzel sözü var: ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ diyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapıldığında birileri ona ‘hayır’ dedi. Fatih Sultan Köprüsü yapıldığında ‘hayır’ dedi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapıldığında ‘hayır’ dediler. Osmangazi Köprüsü yapıldığında ‘hayır’ dediler. 3 yıl içinde 200 milyon insanın geçtiği, boğazın altından Marmaray’a ’hayır’ dediler. Avrasya Tüneli yapıldığında ‘hayır’ dediler. Şimdi bugün 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nün temelini atıyoruz. Hayır mı, evet mi? İnanın onlar yine ‘hayır’ der. 5 yıl sonra inşallah bu köprünün açılışına geliyoruz. Buradan cumhurbaşkanlığı seçimini isteyenleri mutlu edecek, istemeyenleri ise huzurunu kaçıracak bir müjde: 102 yıl önce düşmanlarımızı şu boğazın derin sularına gömen, kıyılardaki yamaçları mezarları haline getiren Çanakkale şehri için yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geliyor bu. Bu köprü dünyanın bir numarası oluyor. Asya’yı Avrupa’ya bağlıyoruz. Avrupa’yı Asya’ya bağlıyoruz. Aynı şekilde İstanbul’da dünyanın bir numaralı havalimanını yapıyoruz. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde, yılda 90 milyon yolcu kapasiteli olacak. 2023’te 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak. Dünyada bunların eşi benzeri yok. İşte geleceğe böyle yürüyoruz. Bu millet, inşallah azmederek, inanarak neleri yapabileceğini açık ve net ortaya koymuştur. İşte bugün burada şehitlerimizin Çanakkale’de ortaya koydukları o inancın, o azmin bizlere neler kazandırdığını ispatı bakımından bu çok önemlidir. Boğazın üzerine öyle bir köprü yapıyoruz ki, inşallah hem ecdada, hem de gelecek nesillere layık bir eser olacak. Bunun bedeli 10,5 milyar Türk lirası" dedi.

 

"Yerli ve milli sistemi herkes sahiplenecek"

 

"Geldiğimiz noktada görüyoruz ki, mevcut sistemle daha fazla ileriye gidebilme imkanımız yok" diyen Erdoğan, "Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yenilikçi, en reformcu projelerine imza atmış kadro olarak milletimize yönetim sistemimizde de tarihi bir değişim teklif ediyoruz. 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak olan anayasa değişikliğiyle Türkiye yönetim sistemini değiştiriyor. Sistemin esası istikrar ve güven ortamını garanti altına almaktır. Çok partili hayata geçtiğimiz 1950’den beri, 48 hükümetin değiştiği, hükümet ömürlerinin ortalama 16 ay olduğu mevcut sistem milletimize çok büyük bedeller ödetti. Madem en büyük 10 ekonomi arasına girmeyi hedefliyoruz, öyleyse bu ülkelerle rekabet etmeye imkan sağlayacak bir yönetim sistemine ihtiyacımız var. Darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan istikrarsızlığı üreten mevcut sistem yerine dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki yönetim sistemine geçiyoruz. Bunun adını cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak koyduk ve milletimizin huzuruna getirdik. Bu sistem öyle tercüme falan da değildir. Yerlidir, millidir. Onun için de anayasa değişikliğiyle gelen cumhurbaşkanlığı sistemini, milli yerli demokrat olan herkes sahiplenmiştir. İnanıyorum ki, sahiplenecektir" diye konuştu.

 

"Türkiye Cumhuriyeti bizim ilk değil, son devletimizdir"

 

Gayelerinin, Çanakkale’de 7 düvele meydan okuyan, dönemin en modern ordularını dize getirerek tarihin akışını değiştiren ecdada layık olabilmek olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Çanakkale Savaşlarını bilmeyen, oradaki ruhu, heyecanı, azmi, kararlılığı kalbinde hissetmeyen hiç kimsenin yüreği bu ülke için, bu millet için çarpmaz. Ülkemizde böyle bir kesim her zaman olmuştur. Bundan bir asır önce de kahraman askerlerimiz Çanakkale sırtlarında, kıyılarında düşmana dünyayı dar ederken, birileri bu savaşa ne gerek var havasındaydı. Fırsat bulsalar İstanbul ve vatanın anahtarlarını düşmana kendi elleriyle teslim ederlerdi. Öylesine idrak tutulması içindeydiler. Tıpkı bugün ‘Suriye, Irak, Balkanlar, Kafkaslar’da, Afrika’da ne işimiz var’ diyenler gibi. O zaman da milletimizin verdiği mücadeleyi sorguluyorlardı. Milletimiz, Çanakkale Savaşını da, Kurtuluş Savaşını da kazandı. Kendine yeni bir devlet kurdu. Türkiye Cumhuriyeti bizim ilk değil, son devletimizdir. Dolayısıyla Osmanlı da bizimdir, Selçuklu da bizimdir. binlerce yıllık tarihimizde gelip geçen bütün devletler bizimdir."

 

"Geçmişte istikrar olsaydı 2023 hedeflerimizde çoktan ulaşmıştık"

 

Devleti yaşatmanın yolunun insanı yaşatmaktan, onun kendisini huzur içinde, güven içinde hissetmesini sağlamaktan geçtiğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülke, daha önce insanı yaşatmak yerine, kendi saplantılarının esiri olan bir anlayışa çok bedel ödedi. Sadece 1991 yılından bu yana Türkiye kesintisiz bir istikrar içinde yaşasaydı, bugün şu anki yerimizin tam iki kat ilerisinde olacaktık. Yani milli gelirimizi biz 3 bin 400 dolardan aldık, şu anda 11 bin dolardayız. Fakat 1991 yılından itibaren istikrar ve güveni yakalasaydık 22 bin dolar olacaktık. 2023 hedeflerimize çoktan ulaşmıştık. 14 yılda telafi edebileceğimiz kadar zararı telafi ettik. Ülkemizi götürebileceğimiz kadar ileriye götürdük. İş geliyor bir yerde tıkanıyor. 2007 yılını hatırlayın; Türkiye, büyümesiyle, kalkınmasıyla, yatırımlarıyla gayet güzel yolunda ilerlerken birden karşımıza olmadık engel çıkardılar. Mecliste bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediler. 367 gibi akıl, mantık dışı bir bahaneyle meclisi kilitlediler. Biz de çözümü millete gitmekte bulduk. 2011’de kapatma davası açtılar. Anayasayı değiştirelim dedik."

Törene Kültür Turizm Bakanı Nabi Avcı, Gençlik Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Betül Sayan Kaya ile milletvekilleri ve binlerce vatandaş katıldı.