Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin 18 yaş eleştirilerine cevap vererek, "Parlamento üyeliği de en az askerlik kadar saygındır. Oraya gelen gençlerimiz bir vatani görevi yapmaya geliyorlar. Bununla ilgili gerekirse farklı yasal düzenleme yapılır. Bedelli asker
ERKHABER- Balıkesir’de Kuva-i Milliye Meydanı’nda toplu açılış yapan ve vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yıllık hasretin ardından Balıkesir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, “2 milyar 645 milyon lira toplam yatırım bedeli olan 38 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını daha önce yapmıştık. Balıkesir hiç yerinde saymıyor. Yeni eserlerle, yeni projelerle Balıkesir ilerlemeye, gelişmeye devam ediyor. Bakanlarımızın yanında büyükşehir ve ilçe belediyelerimizle sizin için var güçleriyle çalışıyor. Biz de her fırsatta sizlerin mutluluğuna ortak oluyoruz. Toplam yatırım bedeli 1 milyar 281 milyon lira olan 78 ayrı projenin toplu açılış törenini gerçekleştiriyoruz. Eğitimde 418 derslik 200 öğrenci kapasiteli pansiyon, toplu konutta Bandırma ve Gönen’de tamamladığımız 692 konutu müştemilatıyla bugün hizmete açıyoruz. Enerji iletim hatlarını, müftülük binalarını, cami restorasyonlarını, futbol sahalarını, köprülü kavşaklarını resmen sizlerin istifadesine sunuyoruz. Belediyelerimizin şehrimize kazandırdığı 850 milyon lira olan köprü, yol,sosyal konut projelerini, spor tesisleri, parkları, toptancı halini, atık su arıtma tesislerini resmen bugün açıyoruz. Balıkesir için bunlar yeterli değil. Bugün size 2 büyük müjdem daha var. Balıkesir’in İvrindi, Havran, Edremit, Burhaniye, Kepsut, Bigadiç ve Erdek ilçelerine önümüzdeki yıl doğalgazı veriyoruz. Bu ilçelerimizi de doğalgazın temizliği rahatlığı ile tanıştırıyoruz. İkinci müjdemiz sağlıkla ilgili, toplam yatırım bedeli 250 milyon lira olan 1000 yataklı şehir hastanesinin açılışını gerçekleştiriyoruz” diyerek yatırımlar hakkında bilgi verdi.
Ana muhalefet liderine yüklenen Erdoğan, “Gençlerimizin oy kullanmasına karşı çıkıyorlar. Şimdi (Karşı çıkmıyoruz) diyor. (Parlamentoya girdiğinden ömür boyu maaş almasına veya askere gitmemesine karşı çıkıyoruz) diyor. Burada parlamento üyeliğine saygısızlık yapıyor. Neden? Çünkü parlamento üyeliği de en az askerlik kadar saygındır. Oraya gelen gençlerimiz bir vatani görevi yapmaya geliyorlar. Bunu yaparken, bunlara bu şekilde yaklaşım doğru mu? Bununla ilgili gerekirse farklı yasal düzenleme yapılır. Bedelli askerlikle ilgili bedel konuluyorsa, buna yönelik de yapılır. Yasal düzenlemeyle olur. Onu gerekçe gösterip engellemeye kalkma. Zaten engelleyemeyeceksin. Çünkü millet kararını verdi. Sadece erkekler gitmeyecek, kızlarımız da parlamentoya gidecek. Çok çalışacağız. Torpil yok burada . hak eden gidecek. Balıkesir 16 Nisan’da ülkesine sahip çıkıyor mu? Balıkesir 16 Nisan’da Avrupa’ya şöyle şiddetli bir şekilde yan gözle bakıyor mu? Balıkesir 16 Nisan’da terör örgütlerinin heveslerini kursaklarında bırakıyor mu? Büyük Türkiye için evet mi? Güçlü Türkiye için evet mi? Müreffeh Türkiye için evet mi? İstikrarlı Türkiye için evet mi?” diye konuştu.
Balıkesir’in sağlıkta çağ atlayacağını ifade eden Erdoğan, “Siz eski günleri bilmezsiniz gençler. Ah bu hastanelerde neler çektik! Ama şöyle yaşı 35 üzerinde olanlar o kara günleri çok iyi hatırlar. Ekranda ana muhalefet liderinin genel müdür olduğunda hastanelerin durumunu göstermek istiyorum. Komşularınıza bunları anlatın. 10 yıl önce SSK hastaneleri daha iyiydi. Hastanelerin haline bak. Başta kim var? Kılıçdaroğlu. Kullanılmış poşeti 25 bin liraya o zamanın parasıyla satıyorlar. Şu anda böyle bir hastanemiz var mı? İşte 16 Nisan’da bunları tamamen sildik, süpürdük. Daha iyisine ulaşmak için evet mi? İşte bugün böyle bir hastaneyi açıyoruz. Bin yataklı ultra modern bir hastaneyi açıyoruz. Savaş Ay burada bunların hepsini ortaya koydu. Hangi yüzle meydana çıkıyorsun, hangi yüzle bu millete konuşuyorsun? Muayene sırası almak için gece yarısı kuyruğa girmek gerekiyordu. Doktor bulsan ilaç yoktu, ilaç bulsan alacak para yoktu. Bu ülke hastaların tedavi ücretini ödeyemediği için hastaların rehin kaldığı dönemi yaşadı. Bunlar yaşandı. Hatta hasta öldüğünde, ölünü bile alamazdın. Ödeyeceksin parayı, ancak ölüyü öyle alacaksın. Yav öldü işte be! Bunları yaşadık. Kimler vardı? İşte bunlar vardı” diye konuştu.
Geçmişte SSK’lıların çektiği çileyi hastaların yaktığı bir Balıkesir türküsünü okuyarak anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette aşıkların gönül sızına derman bulamayız. Ama artık yeni hastanemizde zengin, fakir ayrımı yapmadan bütün Balıkesirli kardeşlerime dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunacağız. Ben bir kez daha bu muhteşem eserin sizlere hayırlı olmasını diliyorum. Aslında bu hastanenin kapasitesi 1350’ye çıkabilecek. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği hastanelere benziyor mu? Aradaki fark bu. Mukayese edilmez. Biz size aşığız. Biz bu millete aşığız. Biz dertliyiz, dertli. Zira biz, Kanuni’nin torunlarıyız. Ne diyordu? Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Bir sağlıklı nefesi, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’ye değişmeyen ecdadın torunlarıyız. Onun için en güzellerini yapmaya devam edeceğiz. Balıkesir genelinde bu hastanelerimizde bir devrim, Türkiye genelinde bir devrim ve diğer bütün eserlerin de Balıkesir’imize inşallah bereket, sağlık, afiyet getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Bu eserlerin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum”.
Balıkesir’in Seyit Onbaşı, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Zağnospaşa, Bandırmalı Ali, Gönenli Mehmet Efendi’nin şehri olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Şu üzerinde topladığımız meydana adını veren Kuva-i Milliye şehridir. Balıkesir, 2 yılda terörle mücadelede 27 asker ve polisini şehit vermiş bir şehrimizdir. Balıkesir, 15 Temmuz’da 3 kardeşi darbeciler tarafından şehit edilmiş bir şehrimizdir. Onlar diridir. Onlar bizi izliyor görüyorlar. Bu inançla yürüyoruz, yürüyeceğiz. Biliyorum ki, ülkemizin başı ne zaman sıkışsa, Balıkesirli gözünü kırpmadan vazifeye koşacaktır. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. 14 yıldır, bu şehrin güzel insanlarına layık olmanın mücadelesini veriyoruz. Hizmetlerimizle, yatırımlarımızla Balıkesir’i bölgenin parlayan yıldızı yapmak için çaba gösteriyoruz. 14 yılda Balıkesir’e 23 katrilyon liralık yatırım yaptık. Böyle bir yatırım yok. Biz yaptık. Dertliyiz, aşığız” şeklinde konuştu.
Konuşması esnasında Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, nereden geldiğini söyledi. Türkoğlu’nun İstanbul’dan kara yoluyla 1,5 saatte geldiğini söylemesi üzerine, Erdoğan, “Hale bak! İstanbul-Balıkesir 1,5 saat. Nereden nereye? Var mıydı eskiden böyle bir durum. Yollar artık jilet” dedi.
Eğitim alanındaki reformlarından da bahseden Erdoğan, “2015 yılında Türkiye’nin tek ilçe üniversitesini biz kurduk. 3600 derslik kazandırdık. 39 adet sağlık yatırımını tamamladık. Toki kanalıyla 6440 konutu sahiplerine teslim ettik. 76 kilometre bölünmüş yol vardı. 547 kilometreye çıkardık. Dünyanın sayılı projelerinden birisi olan İstanbul-İzmir otoyolu aynı zamanda Balıkesir’in bir projesidir. Bu otoyoldan Balıkesir’e de uğruyoruz. Toplam 433 kilometre uzunluğunda. İçinden Osmangazi Köprüsü geçiyor. Bu devasa proje devam ediyor. Etap etap trafiğe açıyoruz. 352 kilometrelik Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otoyolu 2023 hedefimizdir. Bunun en önemli ayağı Çanakkale 1915 Köprüsü ve bağlantı yollarıyla birlikte 101 kilometrelik bölümünün temelini attık. İnşallah 2022 sonunda açacağız. Dünyanın bir numaralı köprüsü. İki kule arası 2023 metre. Kamu özel sektör iş birliğiyle inşa ettiğimiz bu projenin değeri 10,5 milyar. Avşa’ya 200 yat kapasiteli yat limanı yapılacak. Balıkesir’e toplam 2,5 milyar lira tarım desteği verdik. İstihdamda gayet güzel gelişmeler var. İnşallah sizlerin duasıyla çalışmalarıyla bunları sürdüreceğiz. 16 Nisan yaklaşıyor. 10 günümüz kaldı. 10 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? 10 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız?” diyerek Balıkesirlilerden söz aldı.
Türkiye düşmanlarının panik içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“16 Nisan yaklaştıkça, Avrupa, terör örgütleri, hem de Türkiye düşmanlarının ayakları dolaşıyor. Tarihimizin en büyük reformunu engelleyemediklerini gördükçe ne yapacaklarını şaşırdılar. Milletimizin basireti sayesinde kurdukları tuzaklar ellerinde patladı. Önce maşalarını üzerimize saldılar. Halk oylamasının kesinleştiği günden beri Kandil’deki terör ağaları açıklama üzerine açıklama yaptı. Kandil hayır diyor, İmralı hayır diyor. Pensilvanya hayır diyor. Onlar hayır dediğine göre, burada bir sıkıntı var. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Sevgili Peygamberimiz ne buyuruyor? (El mer’u mea men ehabbe - Kişi sevdikleriyle beraberdir). Bütün buralardan hareketle notu vereceğiz. Biz onlarla beraber yürüyemeyiz. O zaman siz hayır diyenlere terörist mi diyorsunuz? Kılıçdaroğlu öyle diyor. Ben böyle bir şeyi hiçbir yerde demedim. Biz hayır diyenlere de anlayış gösteririz. Ama onlara doğru olanı söyleriz. Böyle bir görevimiz var. Demokrasi bu. Tehditleriyle milletimizi ve bizi sindireceklerini zannettiler. FETÖ yurtdışındaki militanları vasıtasıyla bütün imkanlarını bu yolda seferber etti. Taşeronları sonuç alamayınca bu kez doğrudan kendileri devreye girdi. Vatandaşlarımızla buluşmak için Avrupa ülkelerine giden bakan, milletvekillerimize olmadık terbiyesizlik yaptılar. Bizim bakanlarımıza, milletvekillerimize kapılar kapatılırken, terör örgütü militanlarını baş tacı ettiler. Terör örgütünün paçavralarıyla eylem mi yapacaksınız; şehrin en kalabalık caddelerini tahsis ederler. Kandil’deki terör ele başıları istedikleri zaman istedikleri yerdeki toplantılara canlı olarak bağlanabilirler. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanına telekonferansla bağlanmaya gelince, Anayasa Mahkemesi 2 saatte karar çıkartır, hayır olamaz. Kim yapıyor bunu? Batının bazı ülkeleri yapıyor. Başta Almanya. Hollanda atlarını, itlerini benim soydaşlırımın üzerine salıyor. İsviçre’de parlamento önünde dev pankart. Şakağına silah dayanmış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürün. Ya niye öldürüyorsun be? Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık.
Biz kaderin üstünde bir kader olduğuna inandık. Ama bunlarda öyle bi şey yok. İşte sizler de gördünüz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız hanımefendiyi, arabanın içine mahkum ettiler. Kendi toprağımız olan başkonsolosluğa salmadılar. Demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımıza saldırıp onları acımasızca sürüklediler.
Avrupa’nın yüzyıllardır savunduklarını iddia ettikleri ne varsa hepsinin yerle yeksan olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bugün milyarlarca insanın gözünde Avrupa, demokrasi, insan hakları, özgürlüklerin değil, baskının, şiddetin, Nazizmin merkezidir. Bunu böyle biliniz. Irkçı partiler, Avrupalı liderleri, yönetimleri adeta parmaklarında oynatıyor. Avrupa’nın artık ne dünyaya, ne de bize söyleyecek sözü kalmıştır. Karşımızda her bakımdan çürüyen kıta var. Bunu bildikleri için yabancı karşıtlığı, Türk ve İslam düşmanlığı üzerinden asıl sorunlarını perdelemeye çalışıyorlar. Şahsımı hedef gösteriyorlar. Başarısız olunca çıldırıyorlar. Yurtdışındaki vatandaşlarımız 27 Mart’ta oylarını kullanmaya başladılar. Aman ha, oyları kullanmaya devam edin. Sizler de sandıklara oy kullanmaya gidin. Gitmeyenleri de götürün. Her türlü provokasyonlara karşı dikkatli olun. Çok çalışacağız. Rekor katılım var. Avrupa’da, dünyada, insanlarımız, kilometrelerce yol kat edip, temsilciliklerimize gelerek, ülkemize, demokrasisine sahip çıkıyor. Bu asil tavrı alkışlıyorum” dedi.
“Sandıktan çok güçlü evet çıkacağı netleştikçe ana muhalefetin muvazeneyi yitirdiğini görüyoruz” diyen Erdoğan, “Artık ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Yıllardır biriktirdikleri kin var varsa, hepsini birden ortaya koyuyorlar. Millete karşı bilinç altında besledikleri kin ve kibri ifşa ediyorlar. Bir tane kedini bilmez çıkmış, evet diyenleri İzmir’de denize dökmekten bahsediyor. Diğeri CHP’nin eski genel başkanı, (Hayır çıkarsa, düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz) diyor” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye diyet borcunun ödemeye çalıştığını ileri süren Erdoğan, şunları söyledi:
“Ana muhalefetin başındaki zat FETÖ’ye diyet borcunu, koltuk borcunu ödemenin derdinde. Pensilvanya’dan kulağına fısıldanan safsataları iddia diye ortaya atıyor. İnsanda vicdan, akıl izan ahlak olur. İdam konusu, 16 Nisan hallolduğu anda parlamentoya gelecek. Kılıçdaroğlu, (Parlamentoda evet derim) diyor. İnşallah orada da çakmaz. Sayın Bahçeli zaten kanaatini açıkladı. Sayın Yıldırım’ın kanaatini de biliyorum. Bana geldiği anda ben de bunu onaylarım. Şehitlerimizin katillerini affetme yetkisi yok. Dün akşam bir tv kanalında utanmadan, sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? (Cumhurbaşkanı da, başbakan da 15 Temmuz olayını örtmek istiyorlar. Darbe girişimini örtmek istiyorlar) diyor. Ben sana avukatlık vekaleti verdim mi ya? Meydandaki konuşmalarımı dinlemiyor musun? Cezaevlerinde bu kadar darbeyle ilgili kişiler var. Bunları gözaltına aldık, tutukladık. Cezaevlerinde binlerce kişi var. Bunları sen mi, biz mi içeri aldık? Niye aldık. Bunlar yargılanıyor. Yargılanacaklar ve yargı bunların hakkında ne karar verecekse onun bedelini orada ödeyecekler. İnsan utanır ya. Sıkılır. Biz bu yolda kararlıyız ey Kılıçdaroğlu! Ben o gece havalimanına geldim. Bana dediler ki, (Saat 11-11.30 gibi Kılıçdaroğlu geldi, buradan ayrıldı. Biz bilmiyoruz). Sonra duyduk ki, Bakırköy’de belediye başkanının evine gitmiş. Dün akşam ne diyor? (Sayın Cumhurbaşkanı madem geliyordu. Bana haber verseydi. Ben de o zaman meydana gelirdim) diyor. Ey Kılıçdaroğlu! Ben milletime çağrımı yaptım. Sen de milletin bir ferdi olarak, nasıl benim bütün halkım meydanlara dolduysa, sen de Yeşilköy’e indin. Niye ayrıldın da vatandaşlara beraber olmadın? Niye? Bak ben geldim, vatandaşlarımla beraber ertesi gün öğleye kadar onlarla birlikte orada oldum. Sen, (Bir darbe olursa ilk ben çıkarım) diyordun. Ne oldu? Bunu sen söyledin. Senin hayatın yalan, yalan, yalan. Dürüst ol, dürüst. Yalan makinesisin sen. Siyasetçi dediğin adam sorumluluk sahibidir. Hatalarından ders çıkarır. Her eline tutuşturulanı belge zannedersen daha sözünü bitirmeden mahcup olursun. Bu zat daha önce onlarca kez elinde kağıtla çıktı, insanlara iftara attı. Söylediği her şey yalan çıktı. Bunun yalanlarından kazandıklarıyla arkadaşlarımız şehir meydanlarında vatandaşlara ziyafet sofrası çekti. Kazandıklarımı TV programlarında açıklayacağım. Bir kez olsun yüzü kızardı mı? Hayır. Yalanlarından dolayı insanımızdan bir kez özür diledi mi? Her seçim döneminde böyle kuyruklu bir yalanın peşine takılıyor, önüne konanı, eline tutuşturulanı okuyor, sonra da kaybediyor. Ne diyor? Meclisin yetkileri elinden alınıyor. Yalan söylüyor. 550’yi niye 600’e çıkardılar? Güçlendiriyoruz, denetim gücünü arttırıyoruz. (Yetkisi alınıyor diyorsun. Hakimler Savcılar Kurulunun üye atama yetkisi var mıydı? Yoktu. Ama şimdi 7 üyeyi, parlamento atıyor. Kılıçdaroğlu! Dersini çalış da gel. Denetlemede şu anda beni kişisel suçlardan yargılanmam yok. Sadece vatana ihanetten yüce divana giderim. Yeni dönemde kişisel suçlardan dolayı yargılanmam söz konusu. Gelen yasa bunu getiriyor. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Bu da 7 defa yenildiği, yüzlerce kez kendi iftiralarının kurbanı olduğu halde bir türlü akıllanmıyor. Yalanla, iftira ile günlerini geçiriyor. Bu zat anayasa değişikliğinin ne olduğunu, buna neden karşı çıktığını dahi bilmiyor. Hiçbir ana muhalefet vekilinin değişiklikten haberi yok. (Muhtarları kaldıracak) diyor. Cumhurbaşkanı muhtar kaldıramaz. Muhtarlığı kaldıramaz. Muhtarlık yasal düzenlemeyle kurulmuştur. Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi vardır. Kararname ile muhtarlığı kaldıramazsın. Bunu öğren be! Hakkında anayasal düzenleme ile yasal düzenlemeyle getirilmiş hangi hüküm olursa olsun, cumhurbaşkanı kararname ile düzenleme yapamaz. Bundan da haberi yok. Bu düzenlemeyi bile parlamento, eğer bu kararnameyi kabul etmiyorsa iptal edebilir. (Lokantaları kapatacaklar) diyor. Ya böyle bir şey olur mu? Bir gazeteci çıkıp da, (Göster maddeyi deyince) öylece kala kalıyor”.
“Atatürk’ün parti” olmakla övünen CHP’lilerin senelerdir vesayete sırtını dayayarak kazanmaya alıştığını savunan Erdoğan, “Bunlar senelerdir ter dökmeden, vatandaşa hizmet etmeden, sadece vesayete sırtını dayayarak kazanmaya alışmış. Ağızlarını her açtığında (Biz Atatürk’ün partisiyiz) derler. Şu anda sağ olsa gidecek yer ararsınız. Çünkü laik değilsiniz. Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençlere saygısızlık yapıyorsunuz. Ne diyor Gazi Mustafa Kemal, (Cumhuriyeti gençlere emanet ediyorum) diyor. Bunlar da tam tersini söylüyor. Halkçıyız diyorlar, sürekli milleti aşağılıyor, tehdit ediyorlar. Cumhuriyetle yaşıtız diyorlar cumhurun kanına giren 249 kişiyi şehit eden FETÖ’cü hainlerin gönüllü avukatlığını yapıyorlar. Devletçiyiz diyorlar, ülkede ne kadar devlet, millet düşmanı varsa hepsini bağrına basıyor. Bunlar tam bir mirasyedi. 78 yıldır Atatürk’ün mirasını talan etmekten başka hiçbir iş yapmadılar. Beyaz günden kararmaz, kar sudan ağarmaz. Öğrenin bak, ben defterleri karıştırıyorum, çalışıyorum. Bunların yalanları, iftiraları düşmanlıkları hakikati örtmeye yetmez. Bunlar kaybetmeden kurtulamayacaklar. Biz gecemizi gündüzümüze katarak hizmet yolculuğuna devam ediyoruz” dedi.
“Bütün mazlumlar için dertliyiz” diyen Erdoğan, “İşte Suriye’yi görüyorsunuz. İdlib, oradaki kimyasal silahlarla 150’ye yakın insanı öldürdüler. Bu katil Esed’i, o yavruları gördünüz değil mi? Bir babanın kucağındaki ikiz yavruları gördünüz değil mi? Baba, kendi elleriyle kabre o yavruları gömüyor. Anneleri de şehit olmuş. O yavrular da şehit olmuş. İnşallah Allah bunların intikamını alacaktır. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Biz hesap gününe inanıyoruz. Hesap gününün sahibi odur. Her akşam yastığa başımızı koyduğumuzda, bugün millet için ne yaptık, Hak için ne yaptık diye kendimizi sigaya çekiyoruz. Eğer verecek cevabımız varsa, gözlerimizi kapatıp uyuyoruz. Verecek cevap bulamazsak o zaman sabah olmuyor. Biz ülkemize aşkla hizmet ettiğimiz için bu günlere ulaştık. İstanbul’u biliyorsunuz. Boğazda 3 gerdanlık vardı. Birisi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak koyduğumuz köprü, ikincisi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, üçüncüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Dört gidiş, dört geliş. Ortasından hızlı tren geçecek inşallah. Bunların hepsine bunlar hayır diyordu. Marmaray’ı yaptık denizin altından. Ecdadımız Fatih karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından raylı sistem yaptık. 3 yılda 200 milyon insan geçti. Avrasya tüneli, Osmangazi’yi yaptık. Çanakkale’yi yapıyoruz. Biz buyuz. Çalışıyoruz, aşığız, dertliyiz. Dağları deliyoruz Ferhat gibi. Şirin burada. Lafla olmuyor. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacağız. Sizler bizimle birlikte oldukça bu tuzakların hepsini boşa çıkaracağız. Balıkesir bizimle yürüdüğü sürece ne terör örgütleri, ne de arkasındaki güçler bu ülkeye diz çöktüremez. 16 Nisan bunun için çok önemli. Dosta güven verecek, hasma korku salacak, tarihi oy oranıyla bu paketi geçirmemiz gerekiyor. Sadece evet yetmez. Çok güçlü bir evete ihtiyacımız var. Bütün dünyaya Türk milletinin ne kadar büyük bir millet olduğunu göstermemiz gerekiyor. 16 Nisan inşallah yeni bir milat olsun diyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.