'Yolsuzluk yoktur' yalanını söylemek veya TÜİK'in inandırıcı olmayan rakamlarının gerçekmiş gibi sunmak, savunmak suç değil. Ama yalanlara yalan demenin suç olduğu 'Dezenformasyon Yasası' denilen ucu açık bir Sansür Yasası geliyor. En iyisi hiç konuşmamak ve hep susmak veya hiç yazmamak. Nazım diyor ya:
"Biz düşünceyi kurşuna dizeriz/ Hiçbir şey dúşünmeyeceksin/ Hatta hiçbir şey düşünmediğini bile / Bir ilacımız var bizim/ Şırınga ettik mi insana / İstediğimizi söyletiriz"
Bir başka Ozan Mahzuni Şerif ise: "Senin dilin benim dilim/ İnsana yakışmaz zulüm/ İnsanım hayvan değilim/ Bırak beni konuşayım/ Yine sana danışayım" diyor.
Hemşehrim ve değerli bir büyük Ozan Reyhani de "Diyorsun ki anlat kara günleri/ Düşünmenin suç, doğruların aç olduğu yerdeyim" diyor.
Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya ise : "Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün/ Olmazları olmuş sayacaklar bir gün/ Onlar bu vehimle ellerinden gelse/ Rüyalara sansür koyacaklar bir gün" diyor.
Geçmişte çoğu kez ne yazık ki: "Dar ağacına giden baş değil, düşünce ve onun ürünü fikir olmuştur"
Hakaret edilmeden her türlú eleştirinin ve her türlü sorgulamaların yapılabildiği, haber alma ve haber edinme özgürlüğünün dezenformasyon denilerek kısıtlanmadığı bir ülke olmak ortak arzumuzdur.