Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Yakutiye Medresesi’nde teravih namazı sonrası düzenlediği “Ramazan İkliminde Müzakereler” programının dünkü konuğu Doç. Dr. İsmail Altun'du.
ERKHABER / GÜNCEL - Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Yakutiye Medresesi’nde teravih namazı sonrası düzenlediği “Ramazan İkliminde Müzakereler” programına konuk olan Doç. Dr. İsmail Altun, İslam’da aile kurumunun önemi, anlamı ve muhafazasını anlattı. Doç. Dr. Altun, “Öncelikle ecdadımızın emaneti bu Yakutiye Medresemizi gerçek amaçları doğrultusunda kullanan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen’e hassaten teşekkürlerimizi arz ederiz. Cenabı Hak kendilerinden razı olsun, daha hayırlı hizmetleri yapmayı nasıp eylesin” dedi. Altun, Osmanlının son dönem âlimlerinden Ahmet Cevdet Paşa’nın medeniyeti, ‘İhtiyaca beşeriliği tahsil, kemalât-ı insaniyeyi tekmildir’ diye tarif ettiğini bildirdi. Altun, şöyle dedi: “Yani medeniyet, beşerin ihtiyaçlarını elde etmek, insanı insan yapan özellikleri kemal ettirmek, olgunlaştırmak anlamına geliyor. Medeniyetin demek ki iki boyutu var. Birinci boyutu maddi ihtiyaçları temin, ikinci boyutu ise manevi boyutu olan insanlık özelliklerini tamamlamadır. Medeniyetin, medeniyet olabilmesi, toplumların ayakta durabilmesi için hem maddi ihtiyaçların hem de manevi ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.” Altun, toplumları ayakta tutabilmenin yolunun, kemalât-ı insaniye denen manevi özelliklerin muhafazasını sağlamakla mümkün olabileceğini kaydetti. Doç. Dr. Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumlar tefrikayla yıkılır, vahdetle ayakta durur. Vahdeti sağlayan dört unsur sevgi, saygı, güven ve dayanışmadır. Bunlar varsa toplumlar ayakta durur. Bunlar yoksa tefrika vardır ve toplumlar çöker. Bu dört madde vahdetin mayasıdır. Bu özellikleri muhafaza etmesi gereken kurumların başında aile gelir. Bu özellikleri muhafaza edecek kurum aile kurumudur. Çünkü sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı ve güveni öncelikle aileden öğreniyoruz. Bu yönüyle aile kurumu son derece önem arz eden bir kurumdur, toplumların temelidir. Eğer toplumu bir binaya benzetecek olursak bu binanın tuğlaları, taşları da ailedir. O halde binada tuğlalar, taşlar ne kadar sağlam ise bina da o kadar sağlam, bir toplumda aile kurumu ne kadar sağlam ve sağlıklı ise o toplum o kadar sağlam ve sağlıklıdır. Onun için aileler sosyal hayatın sigortasıdır. Bir başka ifadeyle aile küçük bir millet, millet ise büyük bir ailedir.”