• ŞEpnolat üst

GERİ SAYIM BAŞLADI

  • Büyükşehir-1

Teknik direktör Mehmet Özdilek farkının her saniye hissedildiği bir maçı geride bıraktık.

Hem Erzurumspor hem de Osmanlıspor için olası bir puan kaybının telafisinin çok ama çok zor olacağı bir karşılaşmaydı. 

Açıkçası hafta içerisinde kafamda maçı oynadığımda, formsuz Pote'nin yerine ömer Şişmanoğlu'nu, Hasan Ayaroğlu'nun yerine de Hamroun'u koyuyor, cezalı Murat'ın boşluğunu da Cenk Ahmet ile dolduruyordum...

Maçtan 1 saat önce kadro elime geldiğinde, "Aklımdan ve gönlümden geçen kadro bu" dedim... 

Mehmet Hoca, elindeki kadronun en iyisini sahaya sürmüştü... 

Bunun karşılığını da daha ilk yarıda aldı...

Sezon başından bu yana neredeyse her maç öncesinde "Baskılı, tempolu bir başlangıç" beklentimde hep hayal kırıklığına uğradım ama bu kez Şifo hoca şampiyona yakışır bir maç başlangıcı yaptırdı takımına...

Henüz 36'ncı saniyede Ömer Şişmanoğlu'nun kaçırdığı ve akabinde İbrahim Akdağ'ın direkten dönen vuruşu, maçın bol pozisyonlu geçeceğinin sinyaliydi...

Osmanlıspor da çok da şaşırtıcı bir oyun anlayışında değildi. Süratli ama teknik becerileri yetersiz Ayuk'u savunmanın arkasına kaçırıp, Merthan ve Erdem ile sonuca gitme isteği dışında bir oyun planı yoktu ev sahibi ekibin... 

Öne geçene kadar da bireysel hatalardan da olsa Ayuk'a bir iki imkan verdik. Birinde gole çok yaklaştığında çok kötü vurdu, diğerinde de Blagojevic'in önüne ölümüne atlayan Osman gole müsaade etmedi.

İlk yarım saatten sonra tempoyu iyice artırmaya başlayan Erzurumspor, Cenk Ahmet'in müthiş asistinde Sissokko ile golü buldu, birkaç dakika sonra da Hamroun'un nefis ortasında nihayet Ömer Şişmanoğlu ile golcü vuruşuyla gelen golün sevincini yaşadık...

Sonrasında garip bir şekilde telaş ve panik başladı takımda...

Herhalde haftalardır gol kaçırma yarışına giren takım, peşpeşe gelen 2 golün şokuna girdi..

Ve bu şoku fırsat bilen hakem Bahattin Şimşek, bir penaltı uydurdu ve ikinci yarıya Osmanlıspor'un umutla başlamasını sağladı.

İkinci yarıda ise çok dağınık bir Erzurumspor çıktı karşımıza... 2-0'dan skorun 2-1'e gelmesiyle birlikte "Erkan Sözeri sendromu" başgöstermiş ve takım ileri çıkmamak için adeta kendisiyle savaşıyordu. 

Serseri mayın gibi kalemize gelen Osmanlıspor'un "aptalca bir gol" bulması içten bile değil düşünürken, sahneye günün adamı Cenk Ahmet Kılıç çıktı ve Ömer Şişmanoğlu'na müthiş bir asist daha yapıp, maçın fişini çekti...

Evet golcüsü attığında, Erzurumspor bambaşka bir takım oluyor... 

Bu sezon ikinci kez 3 gol atabilen Erzurumspor, deplasmanda "bir ilk"i gerçekleştirirken, oyuncuların üzerindeki "gol atamama baskısı"nı da ortadan kaldırmıştır... 

Artık herşeyin Erzurumspor açısından daha da güzel olmasını ümit ettiğimiz son 4 maçlık periyoda giriyoruz...

Çarşamba günü, bu hafta oynanacak maçlara göre belki de "final" niteliği taşıyacak bir maça çıkacağız...

Saha dışının güçlü kulübü Adana Demirspor maçında Cüneyt Çakır gibi bir hakem, gördüğünü çalacak, lobilerden korkmayacak, tesir altında kalmayacak isim atanmalı...

Her ne kadar 2 maçtan 6 puan çıkarmış olsak da Eskişehir ve Osmanlıspor maçlarını yöneten hakemlerin Erzurumspor'a karşı iyi niyetli düdük çalmadıkları kanaatindeyim...

Dolayısıyla, iki takımı başbaşa bırakacak, saha dışında değil, saha içinde güçlü olanın kazanmasını sağlayacak hakem arzuluyorum...

Eğer böyle bir hakem atanırsa, bayrakları asın, şampiyonluk artık çok yakın...

 

NOT: Övünmek gibi olmasın ama bu maçı da rüyamda görmüş ve skor 3-1 iken bırakım başka bir maçı görmeye devam ettiğimi yakın arkadaşlarıma söylediğimi ifade edeyim... :)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.