Son altı maçtan 4 galibiyet ve 2 beraberlik çıkarak zirveye doğru tırmanışa geçen Erzurumspor için alt sıralardan kurtulmak isteyen Osmanlıspor maçı büyük önem taşıyordu.
Maçın favorisi her ne kadar kağıt üzerinde Erzurumspor olsa da futbolun sahada kazanılan bir oyun olduğu bir gerçekti.
İşte bu gerçeği maçın ilk yarım saatinde Osmanlıspor çok net bir şekilde yüzümüze vurdu.
Yağız TV'deki Birebir Futbol programında sevgili Burak Döşer, "Erzurumspor baskılı bir başlangıç yapar mı?" diye sormuştu. Ben de "Geniş alanda oynamayı pek beceremediğimiz için daha kontrollü bir başlangıç" beklediğimi söylemiştim ve tam da beklediğim gibi bir başlangıç yaptı Mavi Beyazlılar...
Murat Uçar ve Mücahit'in hücuma katkı sağladığı anlarda Scuk'un sık sık 2 stoperin arasına kadar gelip, 3'lü bir defans görüntüsü verdiği Erzurumspor'un en sırıtan ismi İbrahim Akdağ ve Pote olurken, Cenk Ahmet, Emrah Başsan, Scuk ve Obertan takımın da en istekli isimleri olarak ön plana çıktılar...
Erkan Hoca'nın anlamakta zorlandığım kadro tercihinin yanlışlığı, maçın ilk yarım saatinde net bir şekilde kendini gösterdi.
Takımın en önemli silahi Emrah Başsan'ın hiç de oynayamayacağı sol kanatta görev alması, Pote'nin her zamanki gibi stoperlerin arkasına saklanma taktiği, Erzurumspor'un ilk 30 dakikada pozisyon bulamamasına neden oldu.
Tabi bu bölümde Osmanlıspor'un bulduğu pozisyonları gole dönüştürememesi de bizim için şanstı. Sehiç'in başarısını da unutmamak gerekir...
Erkan Hoca, sonrasında Emrah Başsan ile Cenk Ahmet'i yer değiştirdi ve Emrah da kendini göstermeye, takım da pozisyonlar bulmaya başladı.
Tabi burada Hamroun'un sakatlığında sol kenar için en ideal isim olan Hasan Ayaroğlu'nun neden yedek bekletildiği, sağ bek Cenk Ahmet'ten sol kenar oyuncusu yaratma çabasının nedeni nedir, bilmeyi çok arzuluyorum. Tamam Cenk Ahmet iyi niyetiyle mücadele etti, güzel işler yaptı ama ne bir orta yapabildi, ne sıfıra inebildi. Karşılaştığımız ilk anda da Erkan Hoca'ya bunun nedenlerini soracağım...
İlk yarının son 15 dakikasında peş peşe bulunan pozisyonları maalesef golcü kimliğinden çok uzakta olan Pote ile cömertçe harcarken, ikinci yarıya da hiçbir değişiklik yapılmadan başlanması manidardı.
İkinci yarının başlarında Obertan'ın asistlerinde önce Pote'nin, sonrasında da Emrah'ın kaçırdığı gollerin ardından maç adeta tek kaleye dönüştü.
Dakikalarda ilerledikçe bence sahanın en kötüsü İbrahim Akdağ'ın oyundan alınması, Osman ve Rashad değişiklikleriyle takımın dinamizm kazanmasıyla birlikte Erzurumspor iyice gol kokmaya başlamıştı.
Günün iyilerinden Obertan'ın asistiyle, Scuk'un 76'ncu dakikada attığı gol galibiyetin de habercisi oldu. Tabi bu golde Osmanlısporlu oyuncunun neredeyse 10 metre farkla ofsaytı bozmasına rağmen, hakemlerin ilk etapta ofsayt deyip golü geçersiz sayması, sonrasında hatalarından dönüş yapması da Türk hakemliği açısından utanç vericiydi!
1-0 öne geçtikten sonra Erkan Hoca, kaçırdığı gollerle saç-baş yolduran "gizli forvet (!)" Pote'yi kenara almasıyla oyuna giren Hasan Ayaroğlu, pozisyona girme ve gol vuruşundaki kalitesini oyunda kaldığı kısa sürede gösterdi. Ve aynı zamanda "sol kenarda, sağ bek değil ben oynarım" diye de haykırdı...
Erkan Hoca da bu haykırışı inşallah duymuştur.
Sonuç itibariyle Erzurumspor hak ettiği bir galibiyet elde etti...
Artık ilk yarının bitimine 4 maç kaldı...
4 maçtan çıkacak en az 10 puanla ikinci yarıya daha da bir ümitle bakmasını sağlayacak...
Ve o muhteşem şarkıyı daha bir coşkuyla hepimize söyletirecek...
VALLAHİ OLACAK, BİLLAHİ OLACAK, ERZURUMSPOR BU SENE ŞAMPİYON OLACAK...