• ŞEpnolat üst

HAN DUVARLARI

  • Büyükşehir-1

Faruk Nafiz'in Han Duvarları şiiri, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önde gelen klasiği olarak değerlendirilir. Bu görkemli şiir, Türk edebiyatında “Memleket Edebiyatı” denen akımı başlattığı gibi, Faruk Nafiz’in sanatının da dönüm noktasını oluşturur. Şair bu şiirden sonra “Han Duvarları” şairi olarak anılır. Şiir 140 dizeden oluşur. Mesnevi biçiminde 7+7=14'lük hece vezniyle yazılmıştır. Zengin teşbihler, ses zenginliği ve kafiyelerle örülmüş.düzyazı tadında muhteşem bir eserdir.

 

 

 

Han Duvarları, 1922 yılında soğuk bir Mart sabahında başlayan ve Ulukışla’dan Kayseri’ye ‘yaylı’ denilen at arabasıyla yapılan üç günlük bir yolculuğu hikâye eder. Öğretmen olarak Kayseri Lisesi’ne atanan şair 1922 yılında Ulukışla’dan Kayseri’ye yolculuk yapmıştır. Şiir, şairin bu yolculukta gördüklerinden esinlenerek yazılmıştır.

 

Şiirin içinde dörtlükler halinde serpiştirilmiş ‘Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ adlı meçhul bir halk ozanının dörtlükleri önemli bir yer tutar. Bu lirik dörtlükler şiire ahenkli bir başka zenginlik, tad ve güzellik katar. Şair, yolculuk sırasında kaldığı hanların duvarlarına kazılı gizemli dörtlükler yoluyla, kendinden bir süre önce savaştan dönerken aynı yolculuğu yapmış Şeyhoğlu’nun izini sürer ve bizleri başka bir âleme sürükler. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış diye bir halk şairinin gerçekten var olup olmadığı ise meçhuldür. Şairimizin “Yol” temalı bu şiirinin son dizelerini aktararak, Memleket Edebiyatı yolunda şiir dünyamıza tadına doyum olmaz güzellikte bu şiiri kazandıran milli şairimiz Faruk Nafiz'ı rahmetle ve minnetle anıyorum.

 

Uzun bir yolculuktan sinra İncesu'daydık

Bir handa yorgun, argın tatlı bir uykudaydık

Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım

Baş ucumda gördüğüm şu satırlarla yandım

 

Garibim namıma Kerem diyorlar

Aslı'mı el almış harem diyorlar

Hastayım derdime verem diyorlar

Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben

 

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında

Korkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazında

Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı

Bahtına lànet olsun aşmadınsa bu dağı

Az değildir varmadan senin gibi yurduna

Post verenler yabanın hayduduna kurduna

 

Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu

Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu

Gözleri uzun uzun burkulu kaldı bende

Dedi:.

 

Hana sağ indi, ölü çıktı geçende

Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti

Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti

Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi

Aradan yıllar geçti içte o günden beri

Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim

Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim

 

Ey yolları hududa bağlayan yaşlı yollar

Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar

Ey garip çizgilerle dolu han duvarları

Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.