Dünkü Sivasspor maçıyla birlikte Spor Toto Süper Lig’de 5 hafta geride kaldı. Büyükşehir Belediye Erzurumspor, 5 hafta sonunda sadece 2 puan toplayabildi…
5 haftaya şöyle bir göz attığımızda futbol olarak zaman zaman kötü, zaman zaman da mükemmele yakın görüntüler verdik.
Bu süreçte göz batan en bariz sorunu orta saha ve forvet bölgelerinde yaşadık…
Maalesef oluşturulan kadronun Süper Lig seviyesinde olmadığını kabul etmemiz, bu gerçekle hareket etmemiz gerekiyor…
Yetersiz kadronun iki nedeni var…
Birincisi tamamen duygusal…
Yani ekonomik…
Formasına reklam bulamayan bir kulübe, “Niye iyi kadro kurmadınız?” diye hesap sormak, açıkçası ayıp olur!
Halk arasında “100 trilyon para girmiş” söylentisinin kocaman bir yalan olduğunu peşinen söyleyelim…
Tıpkı, Erzurumspor’un Süper Lig’e ilk çıktığı 1997 yılında “EVYAP istedi, Cemal Polat vermedi” yalanı gibi…
O günlerde Cemal Polat “Mahallebaşı’nda kendi söylediği yalana, Gürcükapı’da inanıyor” diye muhteşem bir söz etmişti…
Aradan 20 yıl geçmiş, halen daha durum aynı…
Ey ahali, B.B. Erzurumspor’un kasasına girecek kesin ve net para 30 trilyon…
Sonrasında galibiyet için 2,6 trilyon, beraberliğe de 1,3 trilyon geliri var.
İddaa ve sponsorluk dışında da gelir yok!
Kulübe reklam vermezsin, kombine bilet almazsın, locaya burun kıvırırsın, formaya pahalı dersin, maç fiyatlarına tepki gösterirsin ama “bu nasıl takım? diye de hesap sorarsın!
Kusura bakmayın ama 3 kuruşa 5 köfte olmuyor…
Olursa da gerçek Erzurumspor gibi kapanıp, gidiyorsun…
Şahsen, bir kez daha kulüp kapatma acısı yaşamaktansa, borçsuz bir şekilde küme düşme acısını yaşamayı tercih ediyorum…
Ha bunu söylerken de B.B. Erzurumspor’un küme düşeceğini söylemiyorum, bir gerçeğin altını çiziyorum sadece…
B.B. Erzurumspor Türkiye’deki borçsuz birkaç kulüpten biri, sadece ligde kalacağız diye kulübü borç batağına sokmayalım diyorum…
İkinci neden ise, tamamen hazırlıksız yakalanmaktır…
Yani, Süper Lig’e çıkmanın hiç hesapta olmadığı gerçeğidir…
Tamam belki ekonomik anlamda sorunlarımız var, sponsorumuz yok ama harcanan parayla daha az ama daha kaliteli oyuncular alınabileceğini savunuyorum…
Örneğin Lennart Thy ve Munsy’ye verilen parayla, bir tane forvet gibi forvet alınabileceğini söylüyorum…
İkisinin maliyeti 1 milyon Euro…
Maliyeti yüksek diye alınmayan Mbokani’nin son tahlilde maliyeti ise 1 milyon 300 bin Euro’ydu…
Ya da Özer ve Shabalala’nın bu sezon toplam maliyeti 1.5 milyon Euro civarında…
İkisine bu parayı vermek yerine, 1.5 milyon Euro’ya çok daha kaliteli oyuncu alınabilirdi…
Örnekler çoğaltılabilir…
Demem o ki, hazırlıksız yakalanmak ve kamuoyu baskısıyla yapılan yanlış transferler, ortaya bu takımı çıkardı…
Görüyoruz ki, o kadar transfer içerisinde sadece İbrahim Sehiç, Leo ve Egemenilk 11 için fazlasıyla yeterli…
Sunu, Emrah Başsan saman alevi gibiler…
Hele Emrah Başsan, o kadar çok topla oynuyor ki, hem takımına hem kendine zarar veriyor…
Alternatif diye alınan İbrahim Akdağ, 5’nci hafta itibariyle bu kadro içerisinde ilk 11 oyuncusu olduğunu gösterdi…
Dünkü Auremir’i gördükten sonra Tolga da kadronun değişmez ismidir… Nokta…
Lokman, Scuk ve Taylan’ı da sayarsak, toplamda 8 oyuncu bu kadro içerisinde olmazsa olmaz isim konumundalar…
Tekrar ediyorum, Tolga, Lokman, Scuk, Taylan ve İbrahim Akdağ, normalde ilk 11’in alternatifi olacakken, mevcut şartlarda 11’in değişmezleri oldular. Bunu çok iyi oynadıkları için değil, alternatiflerinin çok yetersiz oluşundan söylüyorum…
Sunu, Emrah ve Munsy de 11 oyuncuyu doldurmak için kadroya alırım şahsen…
Çünkü onların alternatifleri de onlardan kötü durumda…
Geçtiğimiz sezonun flaş ismi Erhan Çelenk fizik olarak çok geride…
Flaş transfer Shabalala'yı bu haliyle kadroya şahsen almam!
Şimdi tablo bu iken, takımın 5 maçta galibiyet alamamasını teknik direktör Mehmet Altıparmak’a bağlamak çok büyük haksızlık olur…
Tamam ben de Mehmet Hoca’nın zaman zaman yanlışlar içerisinde olduğunu söylüyorum ama hoca değişikliğinin de sorunu çözeceğine inanmıyorum…
Zira malzeme bu ve bu malzemeyi tanıyan en iyi isim de Mehmet Altıparmak…
Şahsen, eldeki bu imkanlarla en iyi sonucu alacak tek kişinin de Mehmet Altıparmak olduğuna inanıyorum…
Evet, bu yetersiz kadronun kurulmasında hocanın da rolü var ama istediği oyuncuların ekonomik nedenlerle alınamadığı gerçeğini de unutmayalım…
Neyse lafı daha fazla uzatmadan, noktayı koyalım…
Demem o ki, evet bu takım yeterli değil ama bu demek değil ki kesin küme düşeceğiz…
Zor günlerin bizi beklediği çok net…
Ancak bu zor günleri birbirimize kenetlenirsek aşabiliriz…
Öyle ya da böyle, Ocak ayına bu oyuncularla gideceğiz…
Bu takıma ya inanacağız ya da inanacağız…
Başka seçeneğimiz yok…