Altınordu şampiyon oldu. Üçüncü ligden ikinci lige çıktı. Taraftar, yöneticiler, idareciler, eğitimciler, sendikacılar, herkes kenetlendi, ben değil biz dedi takım bir sezon sonra birinci lige çıktı.
Yıllar önce Rize’si, Samsun’u, Konya’sı, Bursa’sı hepsi aynıydı. Ben değil biz dediler düştükleri gibi çıkmayı da bildiler.
B.B. Erzurumspor şampiyon oldu, oldu da iyi mi oldu.
Ortada bir dilim pasta vardı, herkes tadına baktı.
Pasta iki dilime çıkınca bunu ben yaptım, ben yerim kavgası başladı.
Önce;
Ünsal Kıraç küstü
Sonra;
Kadir Ovat küstü
İbrahim Bulut da küstü
Müfit Öge dayanamadı, O da küstü
Zeki Arıcıoğlu, onları yalnız bırakır mı o da küstü!
İbrahim Erkal, “Erzurum uzak şehir” dedi o gün küsmüştü… bugün yine küstü…
Bunu duyan Süha Dengizek durur mu? Durmadı o da küstü.. (Bu üçüncü küsüşü)
Suat Önal “herkes küsüyor kardeşim benim neyim eksik” dedi… dün o da küstü
Murat Aslan küstü mü küsmedi mi kimse anlamadı...
Ali Demirhan hepsine küstü, sonra hepsiyle barıştı, olmadı yine hepsine küstü...
Şampiyon olduk, herkes birbirine küstü...
Yöneticisi madalyamı çaldılar dedi, küstü…
Gazetecisi plaketimi vermediler dedi, küstü…
Futbolcusu, kupayı göremedim dedi, küstü
Taraftarı, kupa törenini göremedik dedi, küstü,
İstanbul, Erzurum’a…
Erzurum, İstanbul’a küstü…
Birileri de kalkıp, sen benden az verdin, sen benden çok verseydin, ben senden daha çok verirdim kavgasına düştü…
Kısacası
Az verdin, çok verdin,
Ben verdim, sen vermedin diye diye...
Herkes birbirine düştü…
Özetle, yine dillere düştük...
Emeği geçen herkese teşekkürler...