Nazım Hikmet'in Kuvayı Milliye Destanı'nda yer alan ve "Erzurum'un kışı zorludur balam" dizesiyle başlayan muhteşem şiirini Erzurum'da ilk kez okuyan olmuştum. Okunduğu ortamda kime ait olduğu bilinmediğinden Nazım'a ait dediğimde ise, ideolojisinden kaynaklı olarak hayretle ve hayıfla karşılanmıştı. Söz konusu şiiri Erzurum'un 12 Mart kurtuluş gününde program sunucusuna okutarak yaygınlaştırılmasının sağlanması süreci ise ayrı bir yazı konusu olacak
15 Ocak Türk şiirinde yeni bir çığır açan Nazım Hıkmet'ın doğum günü. Birkaç gündür Osman Balcıgil'in kaleme aldığı Osmanlı'nın ilk kadın ressamı ve Nazım Hikmet'in annesi "Ela gözlü Pars Celile" romanını okuyorum. Nazım Hikmet ve ailesinin öyküsünün ele alındığı roman; dönemin siyasal yaşanmışlıklarına, edebî, fikri, sanatsal ve kültürel gelişmelerine ışık tutuyor. Celile Hanım'ın Yahya Kemal ile gönül ilişkisinin de irdelendiği akıcı ve çok sürükleyici bir roman. Anneden ve babadan bir Paşazade, fakat sınıf değiştiren bir Nazım Hikmet:
Düşmese de düşmesin/ Yakamızdan ölüm
Bizim de üstümüze /Güneş doğacak Gülüm
Gülüşüne bir kurşun /Sıksa da ölüm
Unutma ki umuda/ Kurşun İşlemez GÜLÜM