Erzurum üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan Eğitimci Yazar Muzaffer Taşyürek öyle bir iddiada bulundu ki...
ERKHABER / ERZURUM - Erzurum üzerine araştırmaları ile tanınan tarihçi yazar Muzaffer Taşyürek, Osmanlı Devleti'nin Kurucusu Osman Gazi'nin Erzurumlu olabileceğini söyledi. İddiasını Tarihçi Prof. Dr. Fahrettin Kırzoğlu ve Prof. Dr. Hasan Geyikoğlu'nun, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 12. sayısında yer alan makalesine dayandıran Taşyürek, Sosyal Medya hesabından şu masajı paylaştı;
"Bu iddiayla ilgili bir yazıyı yıllar önce arşivime kaydetmiştim.
Bazı yerlerde dillendirdiğim bu konuyla ilgili kaynak soranlara bulunca paylaşacağım demiştim.
Tarihçi Prof. Dr. Fahrettin Kırzoğlu OSMAN GAZİNİN ERZURUM TOPRAKLARINDA DOĞDUĞUNU YAZMIŞTIR.
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi sayı 12. sayısında yer alan Prof. Dr. Hasan Geyikoğlu'nun çok eski bir makalesi var.
"Erzurum SÜRMELİ-ÇUKURU'NDA KAYILAR"
Osmanlı Devleti'ni kuran Osman Gazi ve ataları, Oğuzlar'ın Kayı boyu'ndan bir kabileye mensup idiler.
Osmanlı kaynakları Osmanlı Devleti'ni kuran Kayılar'ın, Aras Nehri'nin orta havzasında yer alan Sürmeli-Çukuru ve çevresinde bir süre yaşadıklarını kaydetmektedirler. Bu kaynaklar, bazıları birbirinden almış olarak, küçük farklarla, şu bilgileri veriyorlar:
Kayılar, Moğol istilasından önce Horasan'da Mahan bölgesinde yaşıyorlardı. Moğollar'ın oraları istilası üzerine, çoluk-çocuk, sürüleri ve çadırlarıyla batıya doğru göç ederek Azerbaycan ve Doğu Anadolu'ya geldiler.
Bir müddet Van Gölü'nün kuzey tarafında Ahlat civarında kaldılar. İran'ı geçen Moğollar bu taraflara da ulaşınca, Kayılar
Anadolu içine göçtüler ve bir müddet Erzincan taraflarında oturdular. O sırada kabilenin beği, Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman-Şah idi. Yer darlığı, yaylak ve kışlak ihtiyacı dolayısıyla, eski yurtlarına dönmek istediler.
Bu amaçla Güneydoğu Anadolu'ya indiler. Halep
taraflarında Fırat Nehri'ni geçerlerken Süleyman-Şah suya düşüp boğuldu. Onun cesedini bulup Ca'ber Kalesi civarında defnettiler. Burası sonradan "Türk Mezarı" diye meşhur olmuştur.
Süleyman-Şah'ın geride Sungur Tegin, Gündoğdu, Ertuğrul ve Dündar Alp adlarında dört oğlu kalmıştı. Bunlar, ailelerini ve kabile mensuplarını alıp eski yurtlarına dönmek üzere Saltuklular'ın ve sonra Erzurum Selçukluları'nın, diğer beyliklerin elindeki Doğu Anadolu'ya gelmişlerdir.
Sungur Tegin ve Gündoğdu, kendi ailelerini ve kabile mensuplarından bir kısmını yanlarına alarak İran'a, eski yurtlarına gittiler. Horasan'a gitmekten vazgeçen Ertuğrul ile Dündar Alp, dört yüz çadır halkı ile Aras boyunda kalmışlardır. Bunlar, Sürmeli-Çukuru ve Pasin bölgesinde yaşamaya devam ettiler. Yaylak ve kışlak hayatı sürdüler.
Ertuğrul, Anadolu Selçuklu Sultanı i. Alaeddin Keykubad'a başvurarak ondan, ülkesinden yurtluk bir yer istedi. Alaeddin Keykubad onlara önce Ankara civarındaki Karacadağ'ı vermiş, sonra ülkesinin Bizans uc'undaki Bilecik civarında yer alan Söğüt ve Domaniçti, yaylak ve kışlak yapmaları için yurtluk
1 Kayı boyu hak. bkz.: F. Sümer,Oğuzlar, İstanbul 1980, 3.bs., s.216-221, ayrıca bkz.İndeks: Kayı (s.508).
H. Geyikoğlu: SürJneli-Çukunı'ndakayılar -252-
göstermişti? Kayılar'm Sürmeli-Çukuru'ndan Batı Anadolu'ya gitmelerine, Moğollar'ın Azerbaycan ve Do~ Anadolu'yu istila etmelerinin sebep olduğu anlaşılıyor.
Prof. Dr. Fahrettin Kırzoğlu, Kayılar'ın Sürmeli-Çukuru'nda yıllarca kaldıklarını yazıyor. O'na göre, Ertuğrul Gazi'nin küçük oğlu Osman Gazi de Sürmeli-Çukuru'nda doğmuştur
Kayılar'ın Sürmeli-Çukuru ve civarında bir süre yaşamalarının hatıraları da kalmış olmalıdır.
Nitekim Prof. Dr. Enver Konukçu, "Haydari Boğazı tarafındaki Mahanda(ğ), Mahan ismi ile benzerlik göstermektedir. Ilıca yakınında ve Bursa taraflarında göze çarpan Kayapa köyünün de Kayı Alp'den bozulma bir isim olması muhtemeldir"diyor.
2 Mehmed Neşri, Kitab-ı Cihan-Nüma, nşr. F. R. Unat - M. A. Köymen, d, Ankara 1987, 2. bs., s. 59-61; Mehmed Neşrı, Neşrl Tarihi, yay. Hazr!. M. A Köymen, c.l, Ankara
1993, s. 36-38; Aşık Paşaoğlu Ahmed Aşili, Tevfirih-i Aı-i Osman, yay. haz.. Atsız Çiftçioğlu, Osmanlı Tarihleri adlı eser içinde, İstanbul 1949, s. 93;
Aşıkpaşaoğlu Tariuhi, hazrl. N. Atsız, Ankara 1985, s. 14-15; Anonim Tevarih-i AI-i Osman, hazr. N. Azamat, İstanbul 1992, s. 9; Osman (Bayburtlu Osman), Tevarih-i Cedid-i Mir'at-ı Cihan, yay. Atsız, İstanbul 1961, s. 33-35; Müneccimbaşı, Ahmed Dede, Sahaifü'I-Ahbar, Il, İstanbul 1285, s. 268, 270; Müneccimbaşl, SahaiI'IAhbar, tre. İ. Erünsal, c. I, İstanbul t Y., s. 52, 54; Mtlneccimbaşı, Camiü'd-Düvel, yay. ve trc. A. Ağırakça, İstanbul 1995, s. 60, 63-64; Bayatlı Mahmut oğlu Hasan, .m-ı Cem Ayin, sade!. F. Kırzloğlu,
Osmanlı Tarihleri içinde, c.I, s. 394; İ. H.Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.I, İstanbul 1947, s. 1-2;
İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c.l, Ankara 1972, s. 99n.1;
M. H. Yınanç, "Ertuğrul Gazi", İ. A. c.IV, s. 328-337;
F. SUmer, Kara Koyunlular, c.l, Ankara 1992, 3.bs.,s.
22n.30; F. Kınıoğlu, Kars Tarihi, İstanbul 1953, s. 419-426; E. Konukçu, Selçuklular'dan Cumhuriyete Erzurum, Ankara 1992, s.60, 139.
3 Kars Tarihi, s. 419, 423, 424 n.287.
4 Ilıca'nın batısında, Erzurum-Erzincan karayolunun kuzey tarafında. 5 Selçuklular'dan Cumhuriyete Erzurum, s. 6