Ülkemiz de gündem o kadar hızlı değişiyor ki tam bir konuya niyetlenip kafanı yormaya başlıyorsun bir bakıyorsun öyle bir konu meydana çıkmış ki diğer her şeyin önüne geçmiş.
Bu yazımda CHP li Özgür ÖZEL’in MHP ile ilgili son derece mantıksız, mesnetsiz ve cahilane konuşmasını yazacaktım ki;
MHP seçmeniyle bizim gönül ittifakımız vardır açıklamasına, MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyük Ataman açıklama yaparak;
"MHP seçmeniyle gönül ittifakı olduğunu söyleyen Özgür Özel, gündüz düşleri görmektedir. Özel’in bahsettiği şey insanın doğasını inkâr anlamına gelecektir. Hiç melekle şeytan bir araya gelir mi? Hiçbir MHP’li vatan hainleriyle birlik olanlarla gönül bağı kurmaz."
Diye şahane ve kapak olacak bir cevap verdi de hem benim duygularıma tercüman oldu hem de beni bu konu da uzun uzadıya yazmaktan kurtardı.
Ama bu sefer de Çocuğuna okul pantolonu alamadı diye Kocaeli de intihar eden İsmail DEVRİM’in can yakan haberi gündeme ve anında da sosyal medya ya düştü.
Bu haber sosyal medya da o kadar çok konuşuldu, o kadar çok tartışıldı ki sap ile saman birbirine karıştı.Bura da bu acı haberin içeriğini tartışmayacağım netice de yitip giden bir can,babasız, kalan çocuklar,eşini kaybetmiş bir anne var.Fakat son yıllardaki bu keyfi ve çok ca suiistimal edilen,adeta rant kapısına dönen kıyafet uygulamasını eleştireceğim.
Bizim çocukluğumuzda yani ilk okul dönemlerimiz de ,hatta bundan on –onbeş yıl öncesine kadar okula önlükle gidilirdi.Önceleri siyah olan ,son yıllarında ise maviye dönen rengi ile bu önlükler zengin fakir her öğrencinin üzerinde idi.Beyaz yakalık ile çok ta güzel görünür, kimseyi de ayrıştırmazdı.
Ancak 2013 – 2014 öğretim yılında “Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik” Resmi Gazete de yayınlanıp da yürürlüğe girdiği andan itibaren bir kafa karışıklığı, bir keşmekeş, bir keyfi uygulamalar başladı ki sormayın gitsin.
Belli sınırlamalar hariç okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafetin serbest bırakıldığı ifade edilen yönetmelikte, öğrencilerin okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacağı belirtildi. Bakanlığa bağlı özel kurumlarda ise öğrenci velilerinin yüzde 60′nın isteğine bağlı olarak okul yönetimi öğrencilere yönelik kıyafet belirleyebilecek, diye uygulamaya konulunca bir an da tüm okullar kendi belirledikleri kıyafetlere dönmeye başladı.
Başladı ama ipin ucu da burada kaçtı.Her okul belirlediği kıyafet ile velileri parası olsun olmasın bir, iki kıyafet satan yere yönlendirmeye başladılar.Hatta öyle zaman oldu ki okulun yakınındaki kırtasiye de,markette bile falanca okulun forması, kıyafeti bura da bulunur diye tabelalar, pankartlar görmeye başladık.
Pazarda 20-30 TL ye satılacak evsaftaki tişörtler, kazaklar, yelekler, pantolonlar buralarda ederinin iki,üç katına velilere adeta dayatıldı. Çocuktur bu; koşar terler, oynar kirletir, yaramazlık yapar yırtar diye ikişer takım alalım çocuğumuz okulda mahcup olmasın düşüncesiyle bütçelere darbedir ki vuruldu. Hiç bir ebeveyn çocuğunun üzülmesini istemez işte bu sebeple Eylül ayı dert ayı oldu velilere.Hele de ailede okula giden birkaç çocuk var ise varın gerisini siz düşünün.
Buradan Hükümete, Milli Eğitim Bakanı’na, Milli Eğitim Müdürleri’ne ve okul idarecilerine sesleniyorum. Gelin bu kanayan yaraya daha başka babaları kurban vermeden acilen bir çözüm bulun. Ailelerin bütçelerine ağır darbeler vurmadan bir çözüm bulun. Nasıl ki okul kitaplarına bir çözüm buldunuz bu konuya da bir çözüm bulun.Bir genelgeye ve sıkı bir takibe bakar bu iş.
Maşeri vicdan daha fazla kanamadan lütfen çözün bu sıkıntıyı.
Erzurum’un Ak Parti Milletvekileri’nin, ve özellikle Yazar olan, eğitime çok yakın duran, Sayın İbrahim AYDEMİR bey’in ve kendisi de bir eğitimci olan ve siyah önlükle okula gitmiş MHP Erzurum Milletvekili Ve Genel Başkan Yardımcısı sayın Prof. Dr. Kamil AYDIN bey’in bu konuya çözüm konusunda yakın alaka göstereceğini ve Meclis te gündeme getirip sonuç alacağını umuyor ve sayın Hocam’dan da bunu bekliyorum.
Haaa sahi Ak Parti ve MHP dışında Erzurum’un bir Vekili daha vardı değil mi? Ama sanırım kendisini İstanbul Milletvekili zannettiği için bu şehir ve sorunları hakkında en ufak bir bilgisi dahi olmayan Sayın Naci CİNİSLİ bey’in bu konu ile de alakası olmayacağı için ona çağrı yapmayı unuttum.
Kalın sağlıcakla.
Eline sağlık
