'Ver papazı; al papazı' denilen papaz efendi, nihâyet bizim papaz alınmadan o artık serbest...Elini kolunu sallayarak ülkesine gidebilir artık... Ve nitekim beklenildiği gibi, apar-topar Amerika'ya uçtu bile...Herhalde dolar karşısında eriyen paramız, kaybolan değerini artık korur ve bozulan ekonomimiz de düzelir diyebiliriz artık... Bundan böyle oluşturulan algı üzerinden, toplumu oyalamak için papaz gibi sığınılacak bir bahânemiz de olmayacak artık...Ve yine bundan böyle de olanlara itirâz edenlere, kimse hâin-alçak da diyemeyecek artık...
Davanın temyiz aşamasında, şâyet verilen en alt ceza yeterli görülmezse, yurt dışına çıkışına izin verilen papaz efendi, sanılır ki, kendi ayakları ile tıpış tıpış geri gelecek ve arta kalan cezasını da, kaldığı yerden ve ülkemizde yeniden çekecek (!) ve toplum da buna inandırılacak öyle mi? Trump şöyle veya böyle istediğini aldı ve 'Atı alan Üsküdar'ı geçti' artık...
İstihbarat-güvenlik birimlerine ve tanık bilgilerine dayalı olarak hakkında casusluk ve terör örgütlerine destek ve yardımda bulunmaktan dava açılan ve tutuklanan, 35 yıl gibi ağır bir cezâ talebiyle mahkumiyeti istenilen bu avengelist papaz efendi hakkında, yargı şüphesiz elindeki bilgi-belge ve delillere göre bir mahkûmiyet kararı kurdu. Ama neticede madem ki, böylesine ucuz kurtulacak ve sonuçta tahliye edilerek adlî kontrol muafiyetiyle ülkesine gidebilme imkânı mevcut idiyse; o zaman 'ülkemize operasyon çekiliyor' denilerek içte ve dşta kamuoyu oluşturulmasına ve bu kadar gürültüye-patırtıya ne hâcet vardı?
Yargılamanın karar aşamasında, birdenbire şaşırtıcı ve anlaşılmaz bir biçimde ve hidâyete ermişcesine bir önceki ifâdelerinden tornistan ederek, 'görmedim-bilmiyorum-duydum' gibi, papazın daha az cezâ almasını sağlayamaya ve korumaya yönelik, gizli ve açık tanıkların çelişkili tavır ve ifâde değişiklikleri hakikaten düşündürücü olup, cevaplanması gereken soru işâretleri taşımakta....
Bu tanıklar kimler ise, önce isnât, sonra da inkâr ettiklerini, bari davanın başlangıç aşamasında, savcılıkça alınan llk ifâdelerinde söyleyebilmiş olsalardı da, bizler de bu papaz yüzünden elâlemle bu kadar papaz olmasaydık. Ve ülkemizde ekonomik tüm değer ve dengelerin bozulmasının müsebbibi olduğu söylenilen (!) bu rezil ve uğursuz herif yüzünden, toplum olarak bu kadar sıkıntı çekmeseydik. Ve toplum olarak da bu kadar aldatılarak aptal yerine konulmasaydık.
Şâyet bu tanıklar ilk ifâdelerini inkâra yönelmiş veya doğru tanıklıktan vazgeçmiş iseler, bunun yasal bir karşılğı olmalı...O taktirde de, haklarında çelişkili ve gerçeğe aykırı beyan ve iftiraları nedeniyle dava açılması hukukì ve yasal bir zorunluluk...Bu şahısların, zihinlerde şüphe uyandıran ve tereddüt oluşturan hangi beyanları acaba doğru? Mutlaka irdelenmeli...Tanıkların böylesi çelişkili ifâde ve beyânları, kamu vicdânını rahatlatacak bir izâha muhtaç...
Şimdi gel de olanlara inan; öyle mi? Ne diyor Ziya Paşa; 'En ummadığın keşfeder esrâr-ı derûnun / Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?' Denilir ya; hakikatın kötü bir huyu var; hakikat er veya geç mutlaka ortaya çıkar. Sıkıntı verici bir sureçten geçen ekonomik ve siyâsî gelişmeleri bekleyelim ve görelim ve neticenin iyi olmasını ümit edelim...