• ŞEpnolat üst

Yeni alfabe ile bir gecede câhil mi bırakıldık?

  • Büyükşehir-1

1 Kasım 1928 Yeni Türk Alfabesi'nin kabul ediliş yıl dönümü. Alfabe değişikliğiyle " Bir gecede cahil bırakıldık" hikayesinin doğru olmadığını rahmetli Mehmet Akif'in alfabe değişikliğinden çok önceki yıllarda cehaletimize, cahil bırakıldığımıza ilişkin Safahat adlı eserinde yer alan mısraları, bu hikâyeyi uyduranlara en doğru cevap olduğunu düşünüyorum. O günkü imparatorluğumuzun toplumsal yapısının bütün bileşenlerinin cahil bırakıldığını başkası değil, bu hikâyeyi, bu masalı uyduranların bile itiraz edemeyeceği Âkif söylüyor

Arap alfabesiyle Arapların dahi kendi alfabeleriyle okur-yazar olmadığını yine Mehmet Âkif söylüyor. Hakikat bu. Osmanlı'da okur-yazarlık konusunda hâlâ Âkif'e itirazları olan varsa " Bir gecede cahil bırakıldık" masalına devam edebilirler. Osmanlı'da okur-yazarlık keşke dedikleri gibi olsaydı. Burada amacımız bir Osmanlı- Cumhuriyet yarıştırması yapmak değil. Okur yazarlık konusunda bir tespit yapmaktır. Geliniz Àkif'in üzücü ama acı veren gerçek tespitlerine bir kulak verelim ve "Bir gecede cahil bırakıldık" söz ve söyleminin doğru olup olmadığını O'nun dizeleri üzerinden irdeleyelim.

 

Felâketimizin başı hiç şüphe yok ki cehâletimiz

Bu derde çare bulunmaz ne de olsa mektepsiz

Ne Kürt elifbayı sökmüş, ne Türk okur ne Arap

Ne çerkez'in, ne Laz'ın var bakın elinde kitap

Hülâsa milletin efradı bugün bilgiden mahrum

Lâkin unutmamak lâzım, zaman zaman-ı ulûm

 

"Uyan ey millet cehline kurban gidiyorsun" diyerek feryàd eden Àkif'in, bu vurgulu şiirinin devamında; cumhuriyet öncesinde cehaletimizin vehametine yönelik şu sarsıcı dizeler de yer alıyor: Bir gecede cahil bırakıldığımız hikâyesinin doğru olmadığına işaret ediyor Âkif.

 

Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık

Silkin de muhitindeki zulmetleti yak yık

Bir baksana gökler uyanık, yer uyanıktır

Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır

Ey vah! Bu zilletlere yine sensin illet

Ey derd-i cehâlet sana düşmekle bu millet

Bir hale getirdin ki ne din kaldı, ne namus

Ey sine-i islâma çöken kapkara kàbus

Ey hasm-i hakiki (cehâlet) seni öldürmeli evvel

Sensin bize düşmanları üstün çıkaran el

 

Âkif cehâletin, geriliğin yenildiğine ilişkin umut ve hâyâllerinin gerçekleşmesini yine şu mısralarla ifâde ediyor. Âkif'in bu güzel hâyâl ve umutlarının cumhuriyet Türkiyesi'nde yeşerdiğinin güzelliģini ve mutluluğunu millet olarak yaşıyoruz hep birlikte çok şükürler.

 

Sayısız mektep açılmış kadın, erkek okuyor

İşliyor fabrikalar, yerli kumaşlar dokuyor

Mülkü baştan başa imar edecek şirketler

Halkın irşadına hadim yeni cemiyetler

Durmayıp iş buluyor, yol gösteriyor, uğraşıyor

Gemiler sahile boydan boya servet taşıyor.

 

İkinci yüz yılına büyük bir gururla ve büyük bir coşkuyla girdiģimiz Cumhuriyet aydınlanmasının elde ettiği en büyük başarı, hiç şüphesiz muassır medeniyeti yakalama yolunda cehalete karşı açtığı savaşta başarı elde etmiş olmasını görmüş olmamızdır.

 

Geçmimimizin güzelliklerini bilmenin yanında, eksikliklerini de irdelemek kimseyi rahatsız etmemeli. Tarihimizle kavgamız yok. Tarihi doğru okumak, doğru bilgilerden ve somut belgelerden geçer.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.